Mühendislik

Sürdürülebilirlik Nedir? Sadece Doğayla İlgili Değildir

Sürdürülebilirlik Nedir? Sadece Doğayla İlgili Değildir | Bizler önce avcı-toplayıcı ve daha sonra da tarım toplumu merhalelerini aşarak dünya medeniyetini geliştirdik. İnsan, ihtiyaçları olan bir varlıktır. İnsan, öncelikle beslenme, barınma ve giyim-kuşam gibi temel ihtiyaçlarını karşılamak durumundadır. İhtiyaçlar çeşitlidir, ama kaynak neredeyse tektir. İnsanlığın yeryüzünde var olmaya başladığı ilk devrelerde olduğu gibi modern zamanlarda da ihtiyaçlarını karşılayacağı tek kaynak, içinde yer aldığı çevre, yani doğadır.

Sürdürülebilirlik Nedir? Sadece Doğayla İlgili Değildir

Zaman içerisinde dünya üzerindeki insan nüfusunun artması ile insanlığın ihtiyaçları daha büyük boyutlara ulaşmıştır. Artan ihtiyaçlar, adeta ana kaynak sağlayıcı olan doğaya baskıyı devamlı surette artırmıştır. Bu baskıya bir de işletmeler arası artan rekabet eklenmiştir. İşletmeler arası rekabet, aşırı üretimi tetiklemiş, bu da çevre ve doğal kaynaklar üzerinde onarılmaz hasarlara yol açmıştır.

Çevre kirliliği, kuraklık ve giderek tükenen doğal kaynaklar gibi çevre sorunları artık insanlık için düşündürücü boyutlara varmış bulunuyor. İşletmeler, daha fazla üretme kaygısı ile doğayı ve çevreyi yok etmekte olduklarını kötü bir tecrübeyle belki yeniden görmüş oldular. Kesin olan bir şey var; o da şudur: çevre ve doğa olmadan işletmelerin varlıklarını sürdürmeleri imkansız.

Çevre felaketleri!

Artan çevre felaketleri neticesinde insanlık, bugün sıklıkla sürdürülebilirlik konusunu konuşur oldu. Başta işletmeler olmak üzere bütün kurum ve kuruluşlar, doğa ile savaşarak, çevreyi tüketerek var kalamayacaklarını en azından söylem yönüyle anlamış görünüyor. Sürdürülebilirlik konusunda olumlu sayılabilecek bazı adımlar da atıldı. Paris İklim Anlaşması, Birleşmiş Milletler (BM) Sürdürülebilirlik İlkeleri ve BM İklim Değişikliği Konferansı, insan-doğa ve insan-çevre ilişkileri üzerinde yeniden kafa yormaya çalışan gayretler olarak kabul edilebilir. Ancak bir işin asıl faydası, uygulamadaki sonuçlarına bakarak söylenebilir.

BM’nin 17 sürdürülebilirlik ilkesinin sonuçlarının ölçüleceği tarih olan 2030 yılı, çok uzak bir tarih değil. Bugünden 2030’a bakıldığında, sürdürülebilirlik yolunda, daha kat edilecek çok mesafe söz konusudur. sürdürülebilirlik konusunda söylem düzeyindeki yoğun tartışmalar karşısında çevre ve doğa ile barışık bir dünya ve işletme gerçeğine bakıldığında, çok az yol alındığı görülüyor.

Sürdürülebilirlik Nedir? Küresel ısınma

Küresel ısınma ve buna bağlı olarak artan çevre felaketleri yaşanmaya devam ediyor. Diğer yandan ise insanlığın çok uzak olmayan bir vadede kıtlıkla karşı karşıya kalacağı öngörülüyor. Artan sürdürülebilirlik söylemi karşısında uygulama ve eylem düzeyindeki yetersizlik, esasen bir zihniyet ve yöntem hatasına işaret ediyor.

Sürdürülebilirlik, ancak doğa gerçeklerine saygılı bir yönetim becerisi neticesinde erişilen bir başarı durumudur. Diğer bir deyişle sürdürülebilirlik, bir yönetimin doğa gerçeklerine saygı sayesinde zamanın aşındırıcı etkilerine rağmen uzun yıllar boyunca var kalmayı başarmasıdır. Zira doğayı dikkatli gözlerle incelerseniz, o size, kendisiyle barışık ve yüzyıllara meydan okuyacak sürdürülebilirlik ilkelerini söyler.

Doğa ile uyum

Doğa ile uyumluluğun önemini kavramış işletmeler, bu işi sürekli takip etmek için sürdürülebilirlik ile sorumlu birimler kurmuşlardır. Apple, bu bilinçteki işletmelerden biridir. Apple, etrafı yeşilliklerle çevrili bir işletme modeli olarak örnek gösteriliyor. Peki, bir teknoloji firması olan Apple, niçin çevreci bir anlayış sergiliyor? Cevap, oldukça açık. Üzerinde yer aldığı toprağa gerekli özeni göstermeyen firmalar, daha sonra bu toprağın altlarından kayıp gitme gerçeği ile yüzleşmek zorunda kalırlar. T

ekrar vurgulamak gerekir ki işletmelerin geleceği, doğa ve çevrenin geleceğine bağlıdır. Doğa gerçeklerine saygılı bir yönetimin, sürdürülebilir bir gelecek temin etmedeki başarısı konusunda şüpheye yer bırakmayacak delilleri yakın çevrenizde bulabilirsiniz.

Sürdürülebilirlik Nedir? Çevrenizdeki tarihi eserleri model alın.

Geçmişten bugüne varlığını sürdürmeyi başarabilen eserlere dikkatli gözlerle baktığınızda, bu eserlerin çevre ve tabiat şartlarını kılavuz edindiğini göreceksiniz. Mesela, Üsküdar’daki Şemsi Paşa Camii’ni birçok İstanbullu gibi siz de duymuş ya da onun önünden geçmiş olabilirsiniz. Ancak, bu caminin ilginç bir hikayesi vardır. Bu arada Şemsi Paşa Camii’nin halk arasında daha çok ‘Kuşkonmaz Camii’ olarak bilindiğini belirtmek gerekir. Hikayedeki ilginçlik, öncelikle bu isimle başlıyor.

Halkın bu camiyi niçin ‘kuşkonmaz’ olarak isimlendirdiği bir merakı hak ediyor. Yaygın kanaate göre, camiyi inşa ettiren Şemsi Paşa, Üsküdar’da kuşların konmayacağı ve kirletmeyeceği bir cami inşa ettirmek istemiştir. Bu işi üstlenen Mimar Sinan, yaptığı araştırma neticesinde şunu görmüştür: Doğanın kurallarına dikkat edilirse, o kurallar aranılan cevabı veriyor. Doğanın kurallarına dikkate alan Mimar Sinan, şu gerçeği tespit etti: Üsküdar’da sahil kısmında kuzey ve güney rüzgarlarının kesiştiği, adeta çarpıştığı bir kısım bulunuyordu. Ters rüzgarların oluşturduğu bu çarpma etkisi, kuşları bu yerden uzak tutuyordu.

Sürdürülebilirlik nedir?
Sürdürülebilirlik nedir?

Şemsi Paşa Camii

Ayrıca aynı bölgede dalgalar, kıyıya çarparken kuşları rahatsız eden bir ses çıkarıyordu. Bu sesler, kuşları ürkütüp bu yerden uzaklaştırıyordu. İşte böylelikle, ‘Kuşkonmaz Camii’, yani Şemsi Paşa Camii için aranan uygun yer bulunmuştu. Şemsi Paşa Camii 1580 yılında inşa edildi. ‘Kuşkonmaz’ hikayesinin ötesinde bu cami, bugünün insanı için çok ‘net’ sürdürülebilirlik dersleri sunuyor.

Şemsi Paşa Camii, yaklaşık 450 yıldır görsel cazibe, dayanıklılık ve aynı zamanda kullanışlılık abidesi olarak sapasağlam karşımızda durmaktadır. Asırlara meydan okuyan eserleri meydana getirmek isteyen yönetimler için bu eserin verdiği mesaj açık: Doğa kurallarını kılavuz edinen ve onlara uyum gösterebilen işletmeler, varlıklarını geleceğe taşırlar.

Sürdürülebilirlik Nedir? Son söz

Son söz olarak vurgulamak gerekir ki sektördeki varlığınızı uzun yıllar sürdürmeyi başarmanız halinde işletmeniz, ‘yüzyıllık firma’ gibi bir nitelemeyi hak edecektir. Sadece kârlılık ve bol kazanç, asla size yüzyıllara meydan okuyan bir işletme başarısını garanti edemez. ‘Yüzyıllık firma’ olmak için doğru yöntem, üretim teknikleri ve hizmet anlayışında doğa gerçeklerine saygıya geri dönmektir. Böylelikle işletmenizi geleceğin nesilleri ve işletmeleri için sürdürülebilirlik konusunda örnek alabilecekleri gerçekçi bir başarı hikâyesi kılmış olursunuz.

Semih Bulgur

l am a knowledge worker who works hard to make you informed about original knowledges from international sources!

Related Articles

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Adblock Detected

Merhaba. Sitemiz yoğun bir emeğin ürünüdür! Sitede dolaşmak için lütfen Reklam Engelleyicinizi Kapatın. Please Close The Ads Protector.