İnsan

İş ve Evlilik! Çalışan Çiftler Bu Hikayeyi Okuyun!

İş ve Evlilik! Çalışan Çiftler Bu Hikayeyi Okuyun | Dökük bir Çin restoranındaydık ve mekanda sadece biz vardık. Öğle yemeğinde hareketli bir mekan olmasına rağmen 14 Şubat‘ta çiftlerin yemek yediği türden bir yer değildi. İkimizden biri başka bir yerde rezervasyon yapmış olsaydı orada olmayacaktık. Ben işimle meşguldüm ve kocamın rezervasyon yapacağını varsaydım. O da benim rezervasyon yapacağımı düşünmüş. Garson plastik masa örtüsünün üzerine bir tabak Çin böreği bırakırken aramızdaki gerilimi hissetmiş olmalıydı.

Bir yıl kadar öncesinde, ilişkimize başlayalı birkaç hafta geçmişken gittiğimiz unutulmaz akşam yemeğindeki durumumuzdan çok uzaktık. Gianpiero beni Milano’daki en sevdiği pizzacılardan birine götürmüştü. Mekan tıka basa doluydu. Pizza sonrası tatlıyı beklerken İtalya’daki toplum içinde flört etme kurallarına aldırmadan kucağına oturdum.

İş ve Evlilik! Çalışan Çiftler Bu Hikayeyi Okuyun!

Telaşlanıyormuş numarası yaparak “Ne yapıyorsun?” diye sordu.

Gülümseyerek “Savanda öğrendiklerimi uyguluyorum!” dedim. Kendisine Uganda’da bir av hayvanı koruma alanında araştırmacı olarak geçirdiğim aylardan bahsetmiştim. Orada ne üzerine çalıştığımı sordu. Keyifli bir şekilde “eş seçimi” dedim.

“Peki ne öğrendin?” Söylediklerimi takip edip işimle ilgili soru sorması her zaman hoşuma gitmiştir. İşte her ikisini de yapmıştı.

“Dişiler eşlerini yanlarına yaklaşarak seçiyor” diye yanıtladım. “Dişilerin böyle bir gücü var.”

İş ve Evlilik! Çalışan çiftler! Bir Yıl Sonra

Bir yıl sonra geldiğimiz noktada, bir neon ışığı altında sessizce soğuk börek yiyorduk. Canımızın sıkkınlığı mekan ya da yemek yüzünden değildi. Yeni bir sevgiyle birbirimize destek olacağımız beklentisinin ardından sessizce kendi gündelik güç mücadelelerimize yönelmiştik.

Bu geçiş yüzünden akşam yemeği planlarını birbirimize bırakıp kendi işimize odaklanmayı seçmiştik. İlişkimizin kariyer hedeflerimize alan bırakması gerektiğini başından beri biliyorduk ve bunu istiyorduk. Birbirimizi sevdiğimiz gibi işlerimizi de sevmiştik. Ancak hayalini kurduğumuz ilişki iş dengesine ulaşamamıştık.

O akşam yemeğinden sonra kariyerimde işteki kişisel ve mesleki kimlikleri incelemeye başladım. Yakın zamanda, çeşitli kariyer ve yaşlardan çift kariyerli çiftler üzerine beş yıllık bir araştırma yaptım. Son kitabım Couples That Work’te (Çalışan Çiftler) bulgularımı anlatıyorum.

Eskiye dönmek?

Neden bazı çiftlerin başarısız olup diğerlerinin başarısız olduğunu ve neden çoğu çiftin bu süreçte bocaladığını öğrenmek istemiştim. Araştırmam sonunda tüm çift kariyerli çiftlerin hayatlarında benim ve eşimin deneyimlediği akşam yemekleri gibi anları olduğunu gördüm. Bazı anlarda partnerlerimiz bizi görünür ve güçlü hissettirirken bazı anlarda güç mücadelesi partnerlerden birini veya ikisini de unutulmuş ve güçsüz hissettiriyor. Başarılı olan çiftler bile bu durumdan kaçınamıyorlar ama eskiye dönmek için çaba sarf ediyorlar.

Bunu yapabilmek için partnerinizin mesleki ve diğer hedefleriyle ilgilenmeye vakit ayırmalı, hayalleri gerçekleştiğinde mutlu olmalı, mücadelelerine empati duymalısınız. Partnerinizin hayallerine nasıl destek olabileceğinizi beraber düşünmek onu güçlendireceği gibi siz de destek isteyerek güçlenirsiniz. Örneğin, kitabımı yazarken Gianpiero’nun kitap hakkında bana soru sorması ve beni neşelendirmesine ihtiyaç duyduğumu anlamam biraz zaman almıştı. İlk taslaklarımı okumasını istememiştim.

İş ve Evlilik! İlişkiler ve kısıtlamalar!

Desteğini hissetmek için yorum yapmadan yazdıklarımı teşvik etmesine ihtiyacım vardı. Ancak, bu farkındalığı konuşmalarımızda paylaşmasaydım kendimi kısıtlanmış hissedebilirdim ve o da dışlanmış hissedebilirdi. Ev ve ev işlerine dair ne istediklerini açıkça ifade edip talep etmeyen çiftlerin tam olarak bu duruma düştüğünü buldum. Bu çiftler ilişkileri bir kısıtlama gibi görmeye başlıyor.

Genellikle bir ilişkinin başlangıcında hayallerimiz ve arzularımız hakkında konuşuruz. Yeni bir sevgi, kısmen bu konuşmalar sayesinde güçlü hissettirir. Çoğu çift ilişkisine bizim İtalya’daki yemeğimizde olduğumuz gibi başlar. Partnerimizi takdir ederiz ve bunu ona hissettiririz. Hayallerine ulaşmalarını ve bu hayalleri yaşamalarını isteriz. Partnerimizi seçerken sadece o anki insanı seçmeyiz. Gelecekte nasıl bir insan olacağını ve ilişkide beraberken nasıl insanlar olacağımızı da hayal ederek seçim yaparız.

Gözden kaçırılan!

Ancak ilişkiler ilerlediğinde bunları gözden kaçırırız ve güç genellikle nahoş bir sözcük olmaya başlar. Koşullar ve beklentiler çatışmaya başladığında, çiftler bizim Çin restoranındaki yemeğimize benzeyen bir dinamiğe sürüklenir. Uzlaşma yerine alışkanlık, karşılıklılık yerine asimetri ağır basar. Yalnızca bir yönümüzle görüldüğümüzü ya da yalnızca bir kişinin hayallerinin desteklendiğini hissederiz. Tek bir kişi gücü elinde toplamış olmasa da güç artık sınırlı ve paylaşılmayan bir kaynak olmuştur. Bu gerilim sürdüğünde, çiftler sevgileri koşulluymuş gibi hisseder. Artık ilişki kişilerden bir şeyler götürüyor ve eksiltiyor gibidir. Çiftler kırgınlık ve pişmanlık hisseder ve ilişkileri başarısız olmaya başlar.

Çiftlerin dengesizlikler konusunda dikkatli olmaları gerekir. Güç kendi haline bırakıldığında çoğu zaman asimetrik dağılır. Bu dengesizlik, başarısız olmaya mahkum bir düzen değildir. Araştırmamda bir partner diğerinden daha güçlü gibi görünse bile başarılı olan çiftler gördüm. Ancak bu çiftlerin suçluluk ve kırgınlıktan uzak kalarak başarılı olmasını sağlayan etmen, açıkça ve dikkatli bir şekilde hayatlarını bu şekilde yaşamayı seçmiş olmaları.

Örneğin, incelediğim birçok çift sırayla birbirlerinin kariyerlerine destek oluyordu. Partnerlerden biri işine odaklanırken diğeri evde destekleyici bir rol oynuyordu. En başarılı olan çiftler, bunu sırayla yapan çiftlerdi. Kariyerle ilgili düzenleri asimetrik olsa da güç dengeleri öyle değildi, çünkü bu asimetriyi ortaklaşa belirlemişlerdi.

İş ve evlilik, çalışan çiftler
İş ve evlilik, çalışan çiftler

İş ve Evlilik! İlişkide Güç Dengesi

Çiftlerde oluşan güç asimetrilerinin çoğu iyi düşünülmüş ve irdelenmiş seçimlerin sonucu değildir. Tersine, ilişkinin başındaki eşitlikçilik vaatlerinin toplumsal normlarla giderek unutulması sonucu bu dengesizlikler ortaya çıkar. Araştırmamda bu durumun özellikle heteroseksüel çiftler için geçerli olduğunu buldum. Toplumsal normlar ve şirket politikaları kadın ve erkek arasında eşit bir güç dağılımını desteklemediği için eşitliği sürdürme çabaları bilinçli bir direniş eylemi gerektirir. Devrim niteliğinde olan bu eylemler emek ister ve heyecan vericidir.

Çiftler genellikle Sevgililer Günü, yıldönümü veya başka bir vesileyle özel bir yemekte buluşurlar (Dışarıda yemek yiyorsanız umarım biriniz rezervasyon yaptırır). Romantik bir gecede güç ve destek olmak hakkında tartışmak aklınıza bile gelmeyebilir. Ancak bu böyle olmak zorunda değil. Özellikle ilişkinizdeki rahatsız edici güç asimetrisini örtmek için loş ışıklar, partnerinizin favori tarifi veya tadım menüsünü kullanıyorsanız. Bunlar hoş şeyler olsa da bir ilişkinin taşıyıcısı değillerdir.

Semih Bulgur

l am a knowledge worker who works hard to make you informed about original knowledges from international sources!

Related Articles

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Adblock Detected

Merhaba. Sitemiz yoğun bir emeğin ürünüdür! Sitede dolaşmak için lütfen Reklam Engelleyicinizi Kapatın. Please Close The Ads Protector.