İnsan

Histeri nedir? Sınır Durum Kişilik Bozukluğu ile Benzerlikler ve Farklılıklar

Histeri nedir? Sınır Durum Kişilik Bozukluğu ile Benzerlikler ve Farklılıklar | Sınır durum kişilik bozukluğu histerinin daha kapsamlı yelpazesi içinde bir çeşidi olarak tanımlanabilmektedir. Devamlı ve tedirgin bir arayış, ötekini idealleştirme ve değersizleştirme arasında düzensizce savrulma, eyleme ve dürtüselliğe yatkınlık, hislerle ilgili sürekli ve bunaltıcı bir arada kalmışlık görülür.

İki çerçevede de farmakolojik ve cinsel nitelikte tehlikeli davranışlar görebiliriz. Yine de bazı ayrımlar yapmak mümkündür.

Histeri nedir? Sınır Durum Kişilik Bozukluğu ile Benzerlikler ve Farklılıklar

Histeride, baskın tema, kişinin kendi cinsel varlığıdır. Histerik, kendi cinselliğinin düzensiz sorgulaması ile meşgul gibi görünür: “erkeksi mi yoksa kadınsı mı, dengesiz mi, kabul edilebilir mi, onu eksik ve hatta korkutucu yapan herhangi bir özelliği var mı?”

Bu şüpheler, iğdiş edilme çerçevesinde, yani yoksunluk ve dolayısıyla histeriği sonsuza dek “her şey olma” hissi ile “hiçbir şey olmama” hissi arasında savrulmaya zorlayan huzursuz bir telafi arayışı olarak yorumlanabilir.

Bütün bunlar cinsel bir düzeyde gerçekleşir ve seksin aynı anda hem inkâr edildiği hem de yüceltildiği, genelde travmatik nitelik taşıyan erken dönem cinsel deneyimlerle bağlantılı olabilir.

Histeri nedir? Cinselliğin inkârı

Cinselliğin inkârı, her şeye ve hiçbir şeye sahip olmak arasındaki bir dönüşümün etkisiyle, seksin idealleştirilmiş bir âleme ait gibi hissettirmesiyle sonuçlanır.

Yüceltme durumunda ise seksi ön plana yerleştiren aynı erken dönem travmatik cinsel deneyim, korkuyla cazibenin ayrılmaz bir şekilde iç içe geçtiği gizemli ve ulaşılmaz nitelikleri tetikler.

Böylece histerik, sürekli olarak kendine, ne tür bir cinselliğe sahip olduğunu ve o cinselliğin hangi ayırt edici özelliği olduğunu sorar.

Buradan, aralıklı bir baştan çıkarma, sevilme ve nihayet huzur sağlayabilecek herkesi kuşatan olağanüstü bir girdap içindeymiş gibi eksiksiz bir cazibe uyandırma ihtiyacı ortaya çıkar. Böylece, histeriğin ilkesi “Seviliyorum, öyleyse varım” olabilir.

Hep arada kalmak

Ancak bu baştan çıkarma, sevilme, ötekinde kuşatıcı ve neredeyse yıkıcı bir arzuyu tetikleme dürtüsünde; aslında, ötekiyle birlikte kendini de cinsel bir varlık olmanın kaygısını nihayet yatıştıracak, tekdüze bir denize daldırmak için temel bir arzu saklıdır.

Depresyonun neden her an kapıda olduğunu anlayabiliriz: Ötekinden gelen reddedilme, terk edilme olarak değil; kendisinin bir “hiç” olduğu gerçeğinin, cinselliğinin hoş ve ayırt edici bir özelliği olmadığının bir yeniden doğrulaması olarak algılanır. “Eğer inanılmaz derecede güzel değilsem, yaşıyor da olamam!”, “Eğer dipsiz denizlerde tüm erkekleri kendine çeken bir siren değilsem, o halde onları çekmek istediğim sonsuz derinliğe düşen benim!”

Sınır Durum Kişilik Bozukluğu

Sınır durum kişilik bozukluğunda ise sorun, cinsel yaşamla değil, genel olarak hayatın kendisiyle ilgilidir.

Sınır durum kişilik bozukluğu olan hastanın geçmişinde, yinelenen travma, varoluşa yönelik bir saldırı olarak tanımlanabilir. O, cinselliği değil, ölümün kendisini sorgulamaktadır.

Travmatize edici eylem, onun cinselliğini dengesizleştirmez ancak tümden bir iktidarsızlık hissini, savunma eksikliğini, ölümcül ve dayanılmaz edilgenlik hissini tetikler.

Sınır durum kişilik bozukluğuna sahip yaşamın tümünü, bu iktidarsız edilgenliğe katlanma girişimi olarak düşünebiliriz, başka bir deyişle: Sana saldırdığımda etkin ve canlı hissediyorum, öfkem beni hayata geri döndürüyor. Saldırmadığımda ise senin elinde kalıyorum ve canının istediği gibi benden kurtulabilirsin.

Histeri nedir? Histerinin temeli

Histerinin temelinde, cinsel olarak tanımlanmamanın ve dolayısıyla bu anlamda bir tanımlama sağlamayan “öteki” tarafından terkedilmiş hissetmenin yol açtığı derin bir depresyon varsa borderline varoluşun temelinde de ıstıraplı ve acı verici bir yargılanma hissi vardır. “Herkes beni incitebilir, herkes beni incitti, herkes beni incitecek!”

Dolayısıyla, bu paranoid hastanın organize haldeki sanrısı değil, hayatın kendisiyle özdeşleşen dağınık ve yaygın bir eziyet hissidir. Terapide, bize yardım eden de budur.

Histeriğe, sevgi ihtiyacını, kendi ışığıyla ötekini körleştirme arzusu ile karıştırmayı bırakması konusunda yardım etmeliyiz. Histeriğin istediği yalnızca sevgi değildir; kör, büyülenmiş, hipnotize halde olanın sınırsız ve yıkıcı aşkıdır.

Siren, denizcileri; Kirke ve Kalipso da Ulysses’i büyülemişti. Güzellikleriyle Ulysses’i, tamamen özümsediklerinde ise onu kişiliğinden uzak bir fantezi haline dönüştürdüler.

Histeri nedir? Bunaltıcı tuzaklar

Histerik için çok zor olan iş, kör etme arzusundan vazgeçerek bunun yerine sınırları ve güçlükleri bulunan bir sevgi ilişkisine girmektir. Nehir, akmaya devam eder, her an tam gücünde olmak zorunda değildir.

Bu, bunaltıcı tuzaklarla dolu, zor ve uzun bir iştir ancak aynı zamanda histerik için gerçek tedavidir. Sınır durum kişilik bozukluğu olan hastada ise sorun farklıdır.

Edilgenliğe eşlik eden öfke, moral bozucu “öteki”den, dünyanın tamamını ele geçirmeye doğru açılır. Bu hiddetli ve çaresiz öfke, tam olarak öfke değil; kaygı, huzursuzluk, korku olarak algılanır.

Terapi Nasıl Olmalı?

Bu noktada terapi; bu evrenselleştirme eğilimini, dünyayı ve kendini bu öfke ve nefrete dahil etmeye yönelik yatkınlığı sınırlama amacını içerir.

Dolayısıyla sınır durum kişilik bozukluğuna sahip hastanın geçmişi, hatta yalnızca geçmişi değil, şu anı da oldukça önemlidir. Öfkeyi kısıtlamak, mazoşizmi ve genel bir nefret ve yıkım felsefesine yatkınlığı sınırlar.

Yine de şüphe yok ki, histeri ve sınır durum kişilik bozukluğu bazı alanlarda kesişir.

Histeri ile sınır durum kişilik bozukluğu arasındaki benzerlikler

Eğer her ikisi de travmatik deneyimlerle bağlantılıysa –histeriğin durumunda cinsel ve sınır durum kişilik bozukluğu olanınkinde ise yaşamsal– kuşkusuz bazı durumlarda cinsel travma, bizzat yaşamın kendisine bir saldırı olarak deneyimlenebilir. Tam tersi, borderline hastanın travmasını karakterize eden ruhsal (psychic) yaşama saldırı da erotize edilerek, cinsel yaşamın engin alanlarına dokunabilir. Böylece, kişinin kendi cinselliği hakkında şüphesi, o kişinin tüm hayatına yönelik bir sorgulama olarak algılanabilir.

Temel önermemiz, tasvir ettiğimiz yıkımı göz önünde bulundurmanın, konunun ana çekirdeğini anlaması ve buna yönelik hareket etmesi konusunda terapiste yardımcı olabileceğidir.

Semih Bulgur

l am a knowledge worker who works hard to make you informed about original knowledges from international sources!

Related Articles

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Adblock Detected

Merhaba. Sitemiz yoğun bir emeğin ürünüdür! Sitede dolaşmak için lütfen Reklam Engelleyicinizi Kapatın. Please Close The Ads Protector.