Kanser Riski ve Yiyeceklerdeki Kimyasallar!
Kanser Riski ve Yiyeceklerdeki Kimyasallar | Gıdalarımızdaki kanserojen tehlikeler! Üretim kademelerinden başlayarak, toplama, depolama, işleme süreçlerini de göze alırsak! Yiyecek ve içeceklerimiz çeşitli kimyasallar ile karşı karşıya kalırlar. Meyve, sebze, tohumlar, kabuklu yiyecekler, üzüm ve mantarlar böcek ilaçları ile kirlenmektedir.
Süt ve süt mamulleri, et, deniz ürünleri ve işlenmiş yiyecekler de farklı şekilde olsa da kirletilirler. Yani endüstri kimyasalları, katkı maddeleri, hormonlar, büyüme hormonları, antibiyotikler, hayvanlara verilen ilaçlar... Ayrıca yine mantarlar, bakteriler ve böcek ilaçları ile de kirlenmektedirler.
Yiyeceklerdeki Kimyasallar ve Kanser Riski!
Bütün bu kimyasalları çoğu, kanserojen, norotoksik, (merkezi sinir sistemini etkileyici) ve immunotoksik (bağışıklık sistemini etkileyici) özelliklere sahiptirler. Bu kimyasalların kullanılması sırasında gerek uygulayıcı işçiler gerekse çocuklarımızın ve biz yoğun bir tehlike içindeyiz.
1993 yılında Birleşik Amerika’da birisi Ulusal Bilim Akademisi, Çevre Çalışma Grubu tarafından yapılan “Diets of Infan and Children” ve “Pesticides in Childrens Food” adlı araştırmalar bunu onaylamıştır. Yani bebek ve çocukların yedikleri ve içtikleri nedeniyle yoğun kanser, sinir ve bağışıklık sistemi sorunları ile karşı karşıya olduklarını anlatılmaktadır.
Yine 1993 yılında bayanlar üzerinde başka bir çalışma da yapılmıştır. Buna göre bayanların kanlarında görülen DDT kalıntıları nedeniyle daha önce 1970 yılında yapılan çalışmaya göre 4 kat daha fazla meme kanseri riski taşıdıkları ortaya çıkmıştır.
Kanserler ve Besinler!
Beyin kanseri, non-hodgkin lenf kanseri, böbrek kanseri mesane, prostat kanseri… Ayrıca kan kanseri gibi kanserleri de göz önüne alırsak. Bu türlerdeki vaka artışları 1950 yılında dört kişide bir olarak rastlanıyordu. Ancak bu rakam içinde bulunduğumuz yıllarda her üç kişiden bir kişiye yükselmiş olduğu Amerikan Kanser Derneği tarafından ifade olunmaktadır.
Lenf bezi hastalığı. Bulan kişinin Thomas Hodgkin’in adından gelmektedir.
Ne yapmalı?
Bu illetten kurtulmanın iki yolu vardır. Biri organik üretim ikincisi ise kimyasal ilaçları ortadan kaldırmaktır.
Her iki uygulamanın ne derece zor uygulamalar olduğunu hepimiz biliyoruz. Ancak işe bir yerinden ve hemen
başlamak mecburiyetinde olduğumuzun bilincine varmalıyız. Ayrıca sivil toplum örgütleri kurarak toplumu bilinçlendirmeli, devlet güçlerini harekete geçirecek girişimlerde bulunmalıyız..