Para bitti aşk bitti! Aşk nasıl başladıysa öyle biter para nasıl geldiyse öyle!
Beni gerçekten seviyor galiba her zorluğa benimle birlikte göğüs geriyor. Ama paralar suyunu çekmişti beni ateşler basmaya, stres ve endişe sarmaya başlamıştı. Para bitti aşk bitti, eşek öldü ortaklık bozuldu derse ne yapardım.
Bu akşam Katamaran’a gitmek istiyor, bakalım paramız yetecek mi? Hesapları ödeyemezsem gecenin ortasında bizi denize atmazlar inşallah! O denizde beni yunus ta yutmaz.
Işıklara doğru yüzerim, artık bodruma mı çıkarım, Yunan adalarına mı bilinmez. Belki de Fatima borcumuzu ödemek için direk dansı yapıp soyunmak zorunda kalır ve ben o gemiyi yakıp herkesi boğarım. Bu kabus düşünceleri, beynimin kıvrımlarında dolanıp dolanıp duruyor.
Para bitti aşk bitti! Yeni rakip,
O gün Bodrum merkezde dolaşıp vitrinleri izlerken Fatima çığlık çığlığa bağırarak koşmaya başladı. Uzun boylu manken gibi esmer bir kızın kucağına atladı. Dakikalarca birbirlerini kucaklayıp öpüşüp koklaşıp neredeyse yolun ortasında sevişmeye başladılar. Erkek olsa o an katil olurdum öyle kıskanıp içim yandı.
Sarılıp koklaşmaları bittikten sonra kızı kolundan tutup yanıma getirdi.
Herkes çılgın bir ben normal,
- “ Arabalı Sokak Çocuğu bak bu Menese benim en sevdiğim arkadaşım. Hani sürekli telefonda konuştuğum çılgın kız.” dedi.
Menese ile tanıştık, sarıldık. O da savaştan sonra Suriye’den bu taraflara gelmiş. Ailesi Suriye’nin önde gelenlerindenmiş. İstanbul’a yerleşmişler, Türkiye’yi çok sevdiğini söyledi, özgürlük ve mutluluğu ve Fatima’yı burada bulduğunu söylüyordu.
Katamaranda bir katana,
Artık üç kişiydik bu iki güzel kızla birlikte Bodrum’da dolaşıyor yiyip içim geziyorduk. Menese’nin durumu çok iyiydi, bütün ısrarlarıma rağmen bana hesap ödetmedi.
O gün gece dörde kadar Katamaranda çılgınlar gibi eğlendik. Hesapları Menese ödediği için ben bulaşıkları yıkadıktan sonra denize atılmadım, Fatima da bedeninin kıvrımlarını satmak zorunda kalmadı, çok mutluydum.
Katamaran hatırası,
Fatima onun yanından hiç ayrılmıyordu sabaha kadar sevişir gibi dans ettiler. Ben kıskançlıktan kendimi yiyor kemiklerim birbirine giriyordu. Galiba arabamın ahı tuttu! Fatima’yla arabamın içinde aşkımı yaşarken çelik dostuma hiç acımamış, onu hiç düşünmemiştim. Şimdi kıskançlıktan delirme sırası bendeydi.
Menese geldikten sonra Fatima yüzüme bile bakmıyordu, içkisine buz istemek dışında benimle konuşmuyordu bile. Ve ben daha da deliriyor ,titriyor, hırlıyor hırslanıyordum. Sabah beşe doğru Katamaran’dan Bodrum’a döndük.Devam edecek…