Tarih

Osmanlıda Kadınlar! | Kadınların yaşamı ve yasaklar!

Osmanlıda Kadınlar! Yaşam ve Yasaklar | Kadınlara Eyüp’te Muhallebiciye Gitme Yasağı. Osmanlı ülkesinde kadınlar, şimdilerde muhallebici dediğimiz yerlere giderlerdi. Ancak o devirlerde muhallebici, kaymakçı dükkanı diye isimlendirilmekteydi. Kadınların, Eyüp semtindeki kaymakçı dükkânlarına Eyüp Sultan’ı ziyaret etme bahanesiyle rahatça girip çıkmaları ve buralarda erkeklerle buluştukları haberinin alınması üzerine. Ar ve hayayı korumakla yükümlü erkin aldığı bir aşka yasak kararı da aşağıdaki gibidir;

Osmanlıda Kadınlar! Aşka yasak,

“Kadınların Eyüp’te kaymakçı dükkânına girme yasağı” olarak çıkarılmıştır. 1573 yılında çıkartılan yasağa göre; kadı efendiye hitaben: “Kaymakçı dükkânlarına bazı nisa taifesi kaymak yemek bahanesi ile girip, oturup namahremle cem olup, hilar-işer işleri vardır diye Müslümanların haber verdiklerini bildirmişsin; bu bâbda ihmal câiz değildir. Kadınlar kaymakçı dükkânına gitmeyecektir.

Osmanlıda Kadınlar Yaşam
Osmanlıda Kadınlar Yaşam

Kadınlara Eyüp’te Kaymakçı Dükkanına Gitme Yasağı;

Gelen kadınların kaymakçı dükkânlarına alınmamasını, dükkân sahiplerine şiddetle tembih et. Tembihini dinlemeyen ve dükkânına kadın müşteri alan dükkân sahibini muhkem cezaya çarptır!” şeklinde tebliğ olunmuş, söz konusu yasağın avama bildirilmesi emredilmiştir. Bu yasakla beraber kadınlar yalnız başlarına kaymakçı dükkânlarına uzunca bir müddet girememiştir.

Osmanlı’da kadınlara dair yasaklar devletin son dönemlerine kadar devam etmiştir. İslâmiyet’e aykırı olduğu
gerekçeleri ile giyim kuşam yasaklarından ziyade kadınların gideceği yerlerden, eğlencelerine kadar “nisa taifesine” hükümet tarafından birçok yasak getirilmiştir. Bunlardan biri de Kadınların Gazinolarda Oturması Yasak!

Bu yasaklardan biri de günümüzün Yeşilköy diye adlandırılan semtinin Ayastefanos bölgesinde bulunan gazinolarda, Müslüman kadınların bulunması yasağıdır.”

Osmanlıda Kadınlar! Kadınların Gazinolarda Oturması Yasak;

1912 senesinde Ayastefanos’ta bulunan bazı gazinolarda bazı Müslüman kadınların erkeklerle beraber oturdukları ve eğlendikleri haberi alınınca, devlet tarafından bu kadınların uygun bir dille uyarılması istenmiş ve bir daha bu mekânlara gitme yasağı getirilmiştir. Osmanlıda Kadınlar yasağına dair bir belgede şöyle söylenmektedir;

Bâb-ı Âli
Dâhiliye Nezâret-i Muhâberât-1 Umûmiye Dâiresi
Dördüncü Şube

Ayastefanos’ta İslâm kadınlarının gazinolarda oturmamasına dair Emniyet-i Umûmiye Müdüriyet-i Behiyesine,

İslam Kadınların Gazinolarda Oturması Yasak,

Ayastafenos’ta İslâm kadınlarının gazinolarda oturmakta oldukları haber verilüp, bunun âdâb-ı İslâmiyeye mugâyiretinden nâși ne derece sû-i tesir hasıl edeceği müstağni-i izah bulmuş olmağla oralarda oturmamaları içün kendülerine lisan-ı münâsibleifà-yı tenbihat olunması lüzumu beyan olunur efendim.

Osmanlıda Kadınlar! Sultan III. Selim’in karılar Yağlı Kayığa
Binmesin Hatt-ı Hümayunu,

İstanbul’da Fatih döneminden 1908 yılına kadar kadınların tek yada üç çifte kayıklara erkeklerle birlikte binmesi yasaktı. Bu yasağın konulmasının asli sebebi ise bazı hafif meşrep kadınların kayıklarda sevgilileriyle buluşmalarına engel olmaktı. O dönemlerde bazı kayıkçılar kadınların kayıklara binmelerine izin verme karşılığında normalinin çok üstünde para alıyorlardı. Ve yani Kadınların Yağlı Kayığa Binmesi Yasak!

Osmanlıda kadınlar ve yasaklar
Osmanlıda kadınlar ve yasaklar

Kadınlara Yağlı Kayık Yasak;

Kadınların Yağlı Kayığa Binmesi Yasak ama tüm yasaklara rağmen yüksek para karşılığında kayıklarına kadın alan kayıkçılara neden böyle yaptıkları sorulduğunda “erimdir dedi, aldım” deyip işin içinden çıkarlardı. Bu gibi durumların önüne geçilmesi için sık sık devlet tarafından gönderilen görevlilerce, Kayıkçılar Kâhyası’na, Bostancıbaşı’na sert ve kesin emirler verilirdi.

Osmanlıda Kadınlar! Kayığa bineni öldürürüm,

Bu emirler bazen sözle, bazen de belgeyle olurdu. Sultan III. Selim’in kendi eliyle yazdığı hatt-i hümâyûn
şöyledir.

“Mecmû’u iskelelere tenbih edesiz. Bu günden sonra karılar yağlı kayığa binmesin ve hangi kayıkçı yağlı kayığa karı bindirirse katlederim. Ve kayığın batırırım. Hem Müslüman karıları frenk gibi şemsiye ile geziyorlar. Tembih edesin hele ben kimi görürsem öldürürüm, bir sıkı tembih edesin. Hem İstanbul’da sokaklarda çingeneler çalıp çağırırlar imiş, tembih edesin çalıp gezmesinler. Bu yazdıklarımdan birini bundan sonra görür, işitir
isem, sizi tekdir ederim.”

Kadınlara At ve Eşeğe Binme Yasağı;

İlk dönemlerde kadınlar; özellikle Harcm-i Hümâyûn, vezirlerin ve devlet ileri gelenlerinin eşleri, dışarı çıktıklarında büyük dört tekerlekli, yüksekçe, etrafı tahtadan yapılmış ve üzeri eğri adı verilen bir çok çemberle çevrilmiş, pencereleri kafesli, asla dışarıdan görünmeyecek şekilde muhafaza edilmiş, yaysız koçu adı verilen arabalara binerlerdi.

Koçu arabalarının içi kadife döşenmiş olurdu. Arabanın dört tarafındaki tutmaya yarayan tahtalar güzelce boyanır, oymalı yıldızlı çiçeklerle süslenirdi. Binmek ve inmek için küçük merdivenleri olurdu.

İlk dönemlerde kullanılan koçu arabaları daha sonraki dönemlerde yerlerini at arabalarına bırakmışlardır. Özellikle Sultan II. Mahmud zamanında Harem kadınları daha çok dışarı çıkmaya başladığında, her türlü gezi ve eğlence yerlerine kadınlar dıştan muhafazalı at arabaları ile gitmekteydi.

Dükkanlara Girmek Yasak, 1900’lü yılların başında İstanbul’daki büyük çarşıda yerli ve yabancı esnafların dükkânları mevcuttu. Kadınlar sözü geçen bu büyük çarşıda rahatça gezer alış veriş yaparlardı.
Fakat bazı kumaş satan ecnebi dükkânların camları buzlu ve de kumaşla örtülü idi. Bu durum devlet tarafından yapılan tetkikte öğrenilmiş, Dâhiliye Nezâreti Mektûbî Kalemi’nin bildirisi ile kadınların bu dükkânlara girmeleri yasaklanmıştır.

Osmanlıda Kadınlar! Kılık Kıyafet Yasakları Devam Ediyor,

Osmanlı’nın son dönemlerinde dahi kadınlara yönelik kılık kıyâfet yasağı devam etmiştir. 1922 yılında yayımla-
nan bir belgeyle “İslâm kadınlarının bazılarının sokaklarda şeriat ve edep kurallarına aykırı bir şekilde dolaşmaları gayet çirkin bir görüntü teşkil etmekte olduğundan, derhal bunlara önlem alınması” gerektiği vurgulanıyor, acilen çare bulunması isteniyordu.

Osmanlıda kadın kılık kıyafet!
Osmanlıda kadın kılık kıyafet!

Dükkanlara Girmek Yasak;

Osmanlı’nın son yıllarına gelindiğinde ise yayımlanan bildiride, kadınların uygunsuz ve adaba aykırı şekilde çarşaf giymeleri”, tesettüre aykırı bir biçimde Müslüman kadınların dışarıda dolaşmaları men ediliyor. Bu durum Şeyhülislâm tarafından polis müdüriyetine yazılı olarak bildirilmiştir.

Kadınlara Erkeklerle Gezme Yasağı, bilindiği üzere Osmanlı Ülkesi’nde bir kadının, yakını olmayan bir erkekle gezmesi yasak edilmiştir. Ve söz konusu yasak Osmanlı’nın son dönemlerine kadar devam etmiştir. Tüm bu yasaklara rağmen halk arasında erkeklerle gezen kadınlar, devlet memurları tarafından görülür ve ikaz edilirdi. Hatta bazılarının cezaya dahi çarptırıldığı bilinmektedir.

Kadınlara Erkeklerle Gezme Yasağı;

1912 yılında Beyoğlu Perapalas’ta üzerine çarşaf giyerek bir erkekle gezen kadın görülüyor. Devlet memurları tarafından bu kadın hakkında yapılan tahkikatta, Kızıltoprak’ta Ziya Molla’nın hizmetçisi Elibra olduğu tespit ediliyor. Ve gereği yapılarak bu halin bir daha yaşanmaması sağlanıyor.

Kadınların, seyir yerlerinden vaktinde mahallelerine gitmedikleri ve erkeklerle karışık gezdikleri görüldüğünden “bu gibi hallerin men’ine ve uygunsuz harekâtta bulunan arabacıların tedibine” hakkında padişah irâdesi bulunur.

Eskiden kadın hakları
Eskiden kadın hakları

Genç Ve Güzel Kadınlara Dışarı Çıkma Yasağı, Kadınların, özellikle de genç ve güzel olanların gezme maksadıyla camileri, çarşı ve pazarları dolaşmalarına izin verilmemesi, ihtiyacı için çıkacak kadınların da uygun biçimde giyinerek çıkmaları hakkında 1799 yılında hatt-ı hümayun yayımlanmıştır.

Osmanlıda Kadınlar! Genç Ve Güzel Kadınlara Dışarı Çıkma Yasağı;

Bazı Müslüman kadınların açık saçık kıyafetle Beyoğlu’nda gezmelerinin yasaklanması hakkında yayımlanan bir de irâde mevcuttur.

Kadınlara Şapka Giyme Yasağı,

Osmanlı’nın son dönemlerinde, 1912 yılında kadınlara yönelik yasaklar az da olsa devam ediyor. Şakir Paşa’nın
kızlarının şapka giyinmesinden dolayı, bu halin İslami hissiyatı rencide ettiği gerekçesi ile Şakir Paşa’nın iki kızının da şapka giymesi yasaklanıyor.

Müslüman Kadınlara İslam’a Aykırı Giyinme Yasakları,

Müslüman kadınlara açık saçık giyinme yasağı, Osmanlı’da bazı Müslüman kadınların İslam’ın emri gerekçesi ile giydikleri gerek çarşaf, gerekse feraceler örtünmeye pek uygun olmayan bir halde, çarşaflar adi entari şeklinde, feraceler münasebetsiz bir kumaş cinsinden ve yaşmaklar da ince olduğundan insanların dikkatini çektiği düşünülmektedir. Bu gibi durumların İslam kurallarına kesinlikle uygun olmadığı gerekçesiyle Meclis-i Mahsusa tarafından kadınların kıyafetlerine daha fazla dikkat etmeleri gerektiği kararı alınmıştır.

Kadınların açık renk ferace giymeleri, erkeklerin başlarına şal sarmaları yasağına dikkat etmelerinin kaptan paşa ve yeniçeri ağasına şiddetle tembih edilmesinin bildirildiği 1814 tarihli belgeler mevcuttur.

Osmanlıda Kadınlar! Müslüman kadınlara açık saçık giyinme yasağı;

• 1903 yılında İstanbul’da tespit edilen bir gerekçeye göre Avrupalı ve yerli bazı ahlâksız Hristiyan kadınlarının mürebbiye ve süt ana sıfatlarıyla Müslüman evlerine alınıp çalışmaya başlamalarının ardından ortaya çıkan netice olarak, Müslüman kadınlarının şekil ve kıyâfetlerle ahlâklarının bozulması gerekçesiyle bu konuda bir dizi önlem alınması ve yasak getirilmesine dair Umum Nezâretlere bildiri verilmiştir.

• Kadınlara yönelik başka bir yasakta ise, yerde sürünür uzun yakalı bedrenk ve oyma harçlı ferace giyerek ve açık yaşmakları ile müştehi kıyâfetle gezmelerinin men’i ve bu kıyâfetlerle gezen Kadınların yakalarının kesileceği, kimin zevcesi, kızı veya müteallıkası ise o adamın dahi cezalandırılacağı sert bir üslupta halka bildirilmiştir.

Sokakta kadın Osmanlı
Sokakta kadın Osmanlı

Osmanlıda Kadınlar! Feracelerde Bir Parmaktan Fazla Süs Kullanma Yasağı,

Kadınlara fazla süs yasağı, Lale Devri’nde, Sultan III. Ahmed zamanında çıkarılmış olan yasak “Kadınların açık saçık gezme yasağı” olarak tarihe geçmiştir. Adı geçen yasağın fermânından günümüz Türkçesi ile de anlayabileceğimiz bazı bölümleri şöyledir:

“Allah her türlü bela ve afetten korusun. İstanbul, Osmanlı ülkesinin yüzü suyudur; ulemâ, sulehâ, üdebâ beldesidir. Ahälisinin tabakaya göre tespit edilmiş kıyafetleri vardır. Hal böyleyken bazı yaramaz avratlar halkı baştan çıkarmak kastiyle sokaklarda süslü püslü gezmeye, libaslarında türlü türlü bid’atler göstermeye, kefere avratları taklit ederek serpuşlarında acaip şeküller yapmaya başlamışlar. Ferâcelerinde bir parmaktan fazla
sus kullanmayacaklardır! (…) uslanmayıp ısrar edenler olursa ikinci ve üçüncü seferinde yakalanıp, İstanbul’dan taşraya sürgün edileceklerdir.

Bunları diken terzi ve şeritçilere de tenbih olsun. Bu yasağın tatbikine Yeniçeri ağası memur edilmişlerdir.
Asla göz yumulmasın, merhamet edilip, himaye yolu tutulmasın. Yasak gereği gibi tatbik olunsun!”

Osmanlıda Kadınlar! Kadınlara fazla süs yasağı;

AKŞAM EZANINDAN SONRA
SOKAĞA ÇIKMAK YASAK!

Ramazan ayı içerisinde kadınların dışarıda fazla gözükmemeleri istenirdi, Yayımlanan tenbihnamelere göre
gündüz vakti sokağa çıkan kadınların akşam ezanı okunmadan dönmeleri gerekiyordu. Özellikle Bayezid ve Sultanahmed, şehzadebaşı ve Üskúdar caddeleri gibi merkezi yerlerde bulunmaları istenmiyordu. Şayet bu kurallara uymayan kadınlar olursa akşam ezanından sonra dışarıda bulunan kadın olursa evine teslim edilirdi.

Eskiden kadın ve eğlence!
Eskiden kadın ve eğlence!

Kadınlara Dair Giyim Kuşam Yasakları,

Kadınlara kıyafet yasakları, Osmanlı döneminde kadınların giyim kuşamına devlet yöneticileri, hatta padişahlar dahi olağanüstü dikkat ve büyük özen gösterirlerdi. Osmanlı arşivleri kadınlara ait giyim kuşam yasaklarını içeren çeşitli padişah fermànları ve vesikalarla doludur. Bu konuda elimizde mevcut olan ilk fermânlandan biri Sultan lII. Selim’in 1789 yılında tahta çıkışının hemen sonrasında yayımladığı fermandır.

Padişah fermanı,

“Niså tâifesinin esvâk ve bazarda etvâr-i müştehiyye ile geştü güzârları öteden berü memnu’ olduğundan ve İngiliz şalisi çuka begayet..” diye başlayan günümüzde anlaşılması güç bir Osmanlıca ile yazılan fermânın sadeleştirilmiş metninden anladığımız kadar ile padişah şöyle diyordu;

“Kadınlar tâifesinin sokaklarda ve pazarlarda rekici kıyàfetlerle dolaşmaları öteden berì yasaktır. İngiliz şalisi demlen çuha gayet ince olduğundan, o çuhadan ferâce giyen kadınların, ferâce altındaki vücutları, dışarıdan belli oluyor.

Osmanlıda Kadınlar! Kadınlara kıyafet yasakları;

Kadınların İngiliz şalisinden elbise kestirmeleri evvelce şiddetli bir şekilde yasaklanmıştı. Kadınlar Ankara şalisinden ferâce kestirmeye başladılar, fakat bu kumaş da ince ve kadınlar dışarı ferâcesiz gibi çıkmış olduğundan o da yasak edilmişti.

Bu arada bazı hayasızların yine Ankara şalisinden ferâce kestirdiklerini ve giydiklerini işittik ve gördük… Bu yasağımızın dikkat ve şiddetle tatbikini ve terzilerin Ankara şalisinden de ferâce kesip dikmemelerini tekrar
emrediyorum.”

Arşiv belgeleri incelendiğinde anlıyoruz ki; Osmanlı’da Kadınlara Yasaklar, Osmanlı’ da gerek gündelik hayatta, gerekse sosyal yaşam içerisinde kadınlara yönelik en fazla üzerinde durulan konu, kadınların giyim kuşamlarıydı.

Kadınlara Dair Yasaklar,

Bunu, Ramazan ayında hazırlanan Ramazan Tenbihnamelerinde sıklıkla görüyoruz, Kadınlar dış kıyafet olarak ince örtü giyinmemeli, açık renk ferâce ile dışarıda dolaşmamalı, boyunları açık şekilde örtünmemeli arabalara yalnız başlarına binilmemeli, sadece erkeklerin bulunduğu yerlerden uzak durmalıydılar.

Osmanlıda kadınlar!
Osmanlıda kadınlar!

Genç arabacılar,

Yanlarında ailesinden bir erkek olmaksızın asla yağlı kayığa binmemeliydiler.

Yaz aylarına rastlayan ramazanlarda, kadınların mesire yerlerine yalnız başlarına gitmeleri tehlikeli olarak görülür, bu yüzden mesireler kadın ve erkekler için ikiye ayrılır ve ya ayrı ayrı günler tahsis edilirdi.

Osmanlı’da Kadınlara Yasaklar;

Erkeksiz olmaz,

Hatta bazı tenbihnâmelerde kadınların yalnız başlarına mesire yerlerine gitmeleri tamamen yasaklanmıştır. Büyük
çarşıda camları buzlu ve kumaşla örtülü olan ecnebi dükkânlara Müslüman kadınların girmesi tamamen yasaklanmıştır.

Kadınların yerlerde sürünür uzun yakalı bedrenk haçlı ferâce giyerek ve açık yaşmaklar ile müştehi kıyafetle
gezmeleri men edildiği gibi, bu kıyafetlerle görülecek kadınların yakaları kesileceği ve kimin zevcesi veya kızı ise o adamın dahi cezalandırılacağı resmi kayıtlarda yer almaktadır.

Semih Bulgur

l am a knowledge worker who works hard to make you informed about original knowledges from international sources!

Related Articles

Adblock Detected

Merhaba. Sitemiz yoğun bir emeğin ürünüdür! Sitede dolaşmak için lütfen Reklam Engelleyicinizi Kapatın. Please Close The Ads Protector.