Stres ve tansiyon! Düşük ve yüksek tansiyon, asabi stres, sinire neden olur?
Kan basıncının yükselmesi (Hipertansiyon): Tansiyon aletiyle ölçülen kan basıncının üst düzeyinin (maksima) 150 milimetre, alt düzeyinin (minima) 90 milimetre civa basıncından yüksek olması durumunda kan basıncı yüksekliğinden söz edilir. Stres ve tansiyon birbirini besleyen iki hastalık olarak düşünülebilir!
Strese bağlı kan basıncındaki artışlar dramatik olabilir. Ama stresin azaldığında, tansiyonun normale döner. Ancak, sık sık kan basıncında geçici ani ve uzun vadeli yüksek kan basıncı meydana gelmesi kan damarları, kalp ve böbreklere zarar verebilir. Stres düşürücü aktiviteler ile kan basıncınızı düşürebilirsiniz. Şimdi kan basıncının yükselip azalmasının ne olduğunu anlayalım!
Stres ve tansiyon! Kan basıncının yükselmesi (Hipertansiyon):
Kan basıncı yükselmelerinin yüzde 80ʻinin kesin nedeni bilinmemektedir. Hekimlerin çoğunun ve halkın “asabi hipertansiyon”, “sinir tansiyonu” dediği bu tip kan basıncı yüksekliğinde, sempatik sistemin gerilimi artar. Bu artışın nedeni kesin olarak bilinmemekle birlikte, kalıtımın ve uzun süren kaygı ve zorlanmanın önemli rolü vardır.
Sinir küpüne zarar!
Çalışma ve hareket veya sinir krizi sırasında ortaya çıkan solunum güçlūğü yüzde ve göğsün üst bölümünde kızarma, göğsün arkasında, kalp bölgesinde ağrı, baskı, sıkışma, sıkıntı ve burun kanaması, kan basıncı yüksekliğinin en sık görülen belirtilerindendir.
Kan Basıncında Düşme (Hipotansiyon):
Stres ve tansiyon;
Kan Basıncında Düşme (Hipotansiyon): Tansiyon aletiyle ölçülen kan basıncının üst düzeyinin 95-100 milimetre, alt düzeyinin 55-69 milimetre civa basıncından düşük olduğu durumlardır. Bu düşüklüğün kesin nedeni bilinmemektedir. Ancak sempatik sistem geriliminin azalması ve parasempatik sistem geriliminin artması sonucu ortaya çıktığı görülmüştür.
Kan basıncı düşen insanlar çeşitli psikonevrotik yakınmalarla birlikte, baş ağrısı, baş dönmesi, bezginlik, halsizlik, isteksizlik, kesiklikten de yakınırlar.
Stres ve Solunum sistemi:
Solunum sistemi: Bozuklukları ve hastalıklarında benlik gelişmesi sürecinde özsever dönemdeki saplantıların ve takıntıların önemli rolü olduğu ileri sürülmüştür. Alexander ve French, solunum sistemi hastalıklarının, özellikle astımın ortaya çıkmasını çocukluk çağında bastırılmış kaygı ve korku duygularıyla açıklamaya çalışmışlardır.
Araştırmacılara göre, kaygı duyan, korkan çocuk ağlar. Böylece annesinden destek ve yardım beklediğini anlatmak ister. Anne, çocuğun istediği destek ve yardımı vermez, ona ilgi göstermez, ağlamasına aldırmaz ya da ağlamayı sert biçimde susturursa, çocukta hem anneye bağımlılık hem de anneden ayrılma, kopma korkusu başlar ve gelişir.
Çocuk bu çatışmanın yarattığı kaygı ve korkuyu bastırır. İleri yaşlarda karşılaşılan zorlanmalarda çocukluk çağına geri dönüldüğünde yine annenin desteğine, ilgisine, sevgisine, yardımına gereksinim duyulur.
Solunum sistemi belirtileri, özellikle solunum zorluğu ve öksürük, bu gereksinimi başkalarına anlatmak, onlardan destek, ilgi, sevgi ve yardım görmek amacına yönelik bir çağrı olarak kullanılır.