Sağlık

Romatizmal Hastalıklar Hakkında Genel Bilgiler! Behçet hastalığı, gut nedir ve uzman önerileri!

Romatizmal Hastalıklar Hakkında Genel Bilgiler! Behçet hastalığı, gut nedir ve uzman önerileri! | Romatizmal Hastalıklar Genel Bilgiler: Genellikle toplumdaki pek çok insan “romatizma” denince, baş, göğüs, kalp, mide, karın, böbrek ağrısı gibi daha iyi bilnen ağrılar dışında, hareket sistemindeki (kas, kemik, eklem ve yumuşak dokular) ağrılı durumu anlar. Oysa romatizmal hastalıklar bu tanımdan çok daha komplekstir.

Romatizmal Hastalıklar; Romatizmanın tanımı:

Her ağrı romatizma demek olmadığına göre, bilimsel olarak romatizmayı nasıl tanımlamak gerekir? Önce romatizma terimi nereden gelmektedir ve nasıl kullanılmalıdır? Tıbbın babası sayılan Hipokrat’tan beri kullanılan bir terim olan romatizma, “rheuma”dır. Yani bir hastalık yaratıcı sıvının, beyinden vücuda dağılarak yaptığı
hastalık durumu için kullanılmıştır. Ayrıca bugüne kadar da yerine daha iyi bir terim bulunamamıştır.

19’uncu asrın ortalarına kadar hemen hemen bir tek türde romatizma olduğu sanıldığından bu terim hep bu anlamda kullanıla gelmiş ve zamanımızda bile değiştirilememiştir. Nitekim gelişmiş Batı ülkelerinde bile, halk “Romatizmam var”, “Artritim var” gibi net olmayan deyimler kullanmaktadır.

Romatizmal Hastalıklar Hakkında Genel Bilgiler;

Romatizmanın insanlık tarihi kadar eski olmasına karşın, “romatoloji”nin (romatizmal hastalıkları inceleyen
bilim dalı) kuruluşu ancak 20. yüzyılda gerçekleşmiştir. Bugün, 150 ye yakın romatizmal hastalıklar vardır. Bu nedenle de biz doktorlar “romatizma” yerine “romatizmal hastalıklar”dan bahsederiz.

Romatizmal Hastalıklar; Romatizmayı anlamak,

Fakat özel bir tür romatizmal hastalıktan söz ediyorsak onu açıkça belirtiriz. Örneğin, romatoid artrit, gut, artroz, spondilitis ankilopoetika (belkemiği romatizması), febris römatika (akut ateşli romatizma) vd. Romatizmal hastalıkların en doğru tanımını şöyle yapabiliriz:

Özellikle hareket sisteminde ağrı, şiş ve hareket kısıtlanması yapan ve çoğu kez diğer organları da tutan tıbbi
(cerrahisi olmayan) hastalıklara “romatizmal hastalıklar” denir.

Nedenler ve ortaya çıkan faktörler:

Bugün dahi romatizmaların pek çoğunda kesin neden bilinmemektedir. Kesin bir nedenin saptanmış olduğu birkaç hastalık arasında sayılması uygun olanlar şunlardır: Mikrobik romatizmalar, akut ateşli romatizma (febris römatika) ve gut. Diğer hastalıkların pek çoğunda ise hastalığın daha erken ya da kolay ortaya
çıkmasına neden olan “kolaylaştırıcı”, “ortaya çıkarıcı” etkenleri biliyoruz.

Yaş, cins, kalıtım, meslek ve travmalar (kaza ve zedelenmeler), psikolojik faktörler, bazı ilaçlar, coğrafya bölgeleri ve iklim, romatizmaların daha kolay ortaya çıkmalarına, ilerlemelerine, iyileşmeye dirençli olmalarına etkili olabilmektedir.

Romatizmal yaşlar,

Yaş: Romatizmaların genel olarak en önemli özelliklerinden biri toplumdaki her yaşta romatizma görülebileceğidir. Fakat çeşitli yaş dilimlerinde görülen romatizmaların türleri farklıdır. Örneğin kalbi tutmakla tanınan romatizma (febris römatika) 4-15, eklem kıkırdağının yozlaşması sonucu oluşan artroz 40 yaşlarından sonra, ürik asit metabolizmasının bozulması sonucu gelişen ve gut diye bilinen hastalık 20-40 yaşlarında başlar.

Kalıtım Etkeni,

Pek çok hastalık gibi romatizmalar da kalıtımla yönlendirilir. Bu etkenin çok belirgin olduğu hastalıklar (Allevli Akdeniz ateşi, gut ve spondilitis ankilopoesika) yanında, hatif ya da çok az etkili oldukları da vardır.

Son yıllarda doku gruplarının ayrıntılı ve geniş çapta uygulamaları ile bu ilişkiler daha bilimsel biçimde saptanmaya başlamıştır. Örneğin HLA-827 doku grubunun Behçet hastalığında daha sık bulunuşu gibi.

İklim ve bölgeler:

Romatizmalar dünyanın her tarafında yaygın olarak görülürse de, soğuk, ılıman ve rutubetli bölgelerde daha sık ve şiddetli, kuru ve sıcak bölgelerde ise daha seyrek ve daha hafif olmaktadır. Ülkemizde Karadeniz ve Marmara Bölgesi romatizmalı hastaların daha yoğun olduğu bölgelerdir.

Romatizmaların oluşum mekanizmaları,

Romatizmaların nedenleri az bilinmesine karşılık oluşum mekanizmaları (patogenez) çok daha iyi bilinmektedir.

Temel olarak iki mekanizma vardır, iltihabi olan ve iltihabi olmayan. İltihabi olanlar içinde şunlar vardır: Mikroplarla olanlar, istreptokok, stafilokok, gonokok, tüberküloz basili vb. ile olan artritler), immünolojik (bağışıklık bozukluğu sonucu gelişen) olanlar (Kollajen hastalıklar, romatoid artrit vd), kristallerle (bilur) oluşanlar (gut ve yalancı gut).

Romatizma çeşitleri ve faktörler;

litinabi olmayanlar içine de şunlar girer: Travmatik, mekanik, dejeneratif (artroz), metabolik, psikolojik, vb. İltihap deyince, halk arasında genellikle mikroplarla husule gelen, hatta cerahatli (irin) bir durum anlaşılmaktadır. Bu kesinlikle yanlıştır. Tıpta iltihap (yang) deyince çeşitli etkenler mikrop, sicak, soğuk, kimyasal maddeler, bağışıklık bozukluğu sonucu ortaya çıkan maddeler, billurlar, vb.) ile çeşitli organlarda kılcal damarlardan kanın sıvı ve hücresel (beyaz küreler) elemanlarının hücreler arasına sızması sonucu buraların görünüm ve fonksiyonunu (çalışması) bozması anlaşılır.

Bu durum canlının dış ve iç ortamdan gelen çeşitli istenmeyen etkilerin ortadan kaldırılması gibi olumlu bir amaç taşımakla beraber, bununla kısa zamanda başa çıkamadığı zaman olay artmakta ve uzamakta olup önemli sorunlar ve hastalık hali görülmektedir.

Sıklık ve önemi,

Romatizmal hastalıklar tüm dünyada en sik görülen hastalıkların ilk sıralarında yer almaktadır. Kalp hastalıkları, şeker hastalığı, tuberküloz ve kanserden daha çok görülür.

Öldürücü olmaktan çok uzun sürmesi, ıstırap verici ve sakat bırakıcı özellikleri ile tanınırlar. Toplumda her
grubu dikkate alınırsa ortalama % 10-15 civarında romatizmalı hasta vardır. Bunların sıklığı çocukluk çağından itibaren gittikçe artar. Dünya Sağlık Teşkilatı’nın (WHO) bir raporunda, “Romatizmal hastalIklar en sık görülen, en pahalı ve en ihmal edilmiş hastalıklardır”.

Romatizmaların tipleri şikayet ve bulgular, türleri ve sınıflama: Tuttuğu organ ve dokulara göre romatizmalar 4’e ayrilır:

1. Eklem romatizmatarı,
2. Yumuşak doku romatizmatarı,
3. İç organ romatizmaları,
4, Karışık tipte (yukarıdakilerin karışımı).

Daha bilimsel bir sınıflama şöyle yapılabilir:

1-Mikroplarla oluşan romatizmalar,
2-Bağışıklık mekanizmasındaki bozukluğun ön planda olduğu hastalıklar (kollajen hastalıklar),
III Belkemiği iltihabı (spondilit) yapan romatizmalar,
IV- Artroz,
V- Metabolizma ve endokrin (iç salgı bezleri) hastalıkları ile ilgili romatizmalar,
VI Yumuşak doku romatizmaları,
VII- Diger romatizmalar.

Şikayet ve bulgular:

Romatizmalı hastalar en çok ağrıdan şikâyet ederler, zaten ağrı hasta ve hekimleri tıpta en çok üzen ve uğraştıran olaylardan biridir. Ağrı bir taraftan hastaya ıstırap vererek onu işinden alıkoyar ve ruhsal dengesini bozarsa da bir an önce hekime başvurmaya neden olduğu için ayrıca yararlıdır.

Romatizma tipleri şikayet ve bulgular;

Romatizmal ağrılar en çok eklemler ve eklemlere yakın yumuşak dokular ve kaslarda olmakla beraber, romatizmanın tuttuğu diğer organlarda da ağrı olabilir. Örneğin, kalp, akciğer ve karın zarı, sinir, göz, baş ve diğer yerlerdeki ağrılar.

Kaplıca, güneş ve deniz:

Romatizma ve Sedef hastalığında iyileşme, ülkemizde bol olduğu halde yeterince yararlanılmayan bu yöntemlere sık olarak başvurulması gerekir. Termal kaplıcalar doktor tavsiyesi ve kontrolü ile iyileşme amaçlı kullanılabilir.

Cerrahi yöntemler:

Seyrek kullanılır. En çok başvurulanı total kalça protezidir. Omurgadaki kırık ve çıkıklarda özel girişimler gerekebilir. Ağır kamburluk (kifoz) vakalarında iyi merkezlerde yapılacak osteotomi ameliyatları yararlı olabilir.

Romatizmal Hastalıklar; SEDEF HASTALIĞI ARTRİTİ,

Tanımı: Sedef hastalığı olanlarda görülen eklem hastalığıdır. Tarihce ve önemi: Sedef hastalığı ile birlikte eklemlerin hastalanabileceği 19 uncu asrın başından beri bilinmekle beraber bunun romatoid artride ait olduğu sanılmakta idi. 35 yıldan beri sedef hastalığının kendine özgü özellikleri olduğu kabul edilmiştir. Benzerlikleri nedeniyle seronegatif artritler içinde yer almaktadır.

Sıklık:

Toplumda sedef hastalığının (psoriasis) sıklığı % 1- 2, sedef hastaları içinde eklem problemi olanların sıklığı da % 7 civarındadır. Kadınlarda biraz daha sıktır. Başlangıç yaşı 34 – 45 arasıdır.

Nedeni:

Sedef hastalığının ve artritinin nedeni bilinmiyor. Kalıtımın önemli bir rol oynadığı kabul edilmektedir. Son yıllarda doku grupları ile yapılan çalışmalar da bu görüşü desteklemektedir.

Romatizmal Hastalıklar; Klinik özellikleri:

Sedef hastalığı artriti değişik şekillerde olabilir. Hafiften çok ağır şekillere kadar değişik dereceler görülür. en karakteristik eklem tutulumu, el parmak, uç eklemlerinin (distal interfalangeal) eklemlerin ağrıyarak şişmesi şeklindedir.

Romatizmal Hastalıklar; Romatizma ve Sedef hastalığında iyileşme,

Bir kısım vakalar romatoid artrite benzer, bazılarında spondilit gelişir. Bunlar bir arada da olabilir. Artritli vakalarda tırnak psoriasis’i daha sıktır. Çoğu kez, önce sedef hastalığiı sonra artrit, daha az vakada da tersi görülür. Seyrek de olsa ağır eklem yıkımına bağlı şekil bozuklukları ve sakatlık ortaya çıkar.

Teşhis ve ayırıcı teşhis:

Psoriasis’i olan bir insanda başka bir nedene bağlanmayan eklem hastalığı varsa teşhis kolaydır. Psoriasis’in olmadığı natif veya şüpheli olduğu vakalardaki artritin, sedef hastalığına bağlı olup olmadığını söylemek güç olabilir. Bu bakımdan çok iyi bir deri ve tırnak muayenesi ile iyi bir romatolojik muayene, aile bireylerinde
sedef hastalığı olup olmadığının araştırılması ve röntgen incelemesi gerekir.

Ayırıcı teşhiste, sedef hastalığı ve artrit bakımından ayrı ayrı durulmalıdır. Sedef hastalığına benzer deri ve tırnak hastalıkları, romatoid artrit, artroz, Reiter sendromu, gut vb. üzerinde durulmalıdır.

Gidiş: Erken yaştaki kadınları tutan, birçok eklemi hastalandıran ve röntgende ağır kemik değişiklikleri olan vakaların kötü gidişli oldukları söylenebilir. Hastalık genellikle hafiftir. Bazı vakalarda eklemlerdeki ağrı ve şiş, hareket kısıtlanmaları hastayı sık sık rahatsız edebilir.

İyileşme:

Sedef hastalığı artriti’nin iyileşmesi romatoid artrit işlemlerine oldukça benzer. Hafif vakalarda koruyucu önlemler, kortizonsuz antiromatizmal ilaçlar yeterli olabilir.

Behçet hastalığı ve Alevli Akdeniz Ateşi, Behçet hastalığı 1937 yılında istanbul Universitesi Tıp Fakültesi Deri
Hastalıkları hocası Prof. Dr. Hulusi Behçet tarafından tanımlanmış ve dünyaya tanıtılmıştır. Önceleri ağız ve dış genital organlarında tekrarlayan ülserler ve gözde iltihaptan (iridosiklit) oluşan üçlü belirti kompleksi olarak tanıtılan bu hastalığın, daha sonraki yıllarda deri, damarlar, eklemler, sinir sistemi, sindirim sistemi, kalp ve akciğerler, böbrekler ve diğer organları da tutabildiği ortaya konmuştur.

Romatizmal Hastalıklar; BEHÇET HASTALIĞI ARTRİTİ,

Behçet hastalığı ve Alevli Akdeniz Ateşi,

Bu hastalıkta ilk şikâyetler çoğu kez ağız aftlarıdır. Hastalık seyrek de olsa eklem şikâyetleri ile başlayabilir. Eklem tutulması eklem ağrısı (artralji) periferik artrit ya da spondilit şeklinde olur. Vakaların en az %7O’inde bu belirti ve bulgulardan en az biri bulunur.

Periferik artrit daha çok ani başlayan, bir veya birkaç eklemi tutan biçimdedir. En çok diz, ayak bileği, el bileği ve dirsek eklemleri tutulur. Ağrı, kızarıklık, şiş ve hareket güçlüğü vardır. Bir iki hafta ya da ay devam edebilir. Seyrek olarak daha uzun da sürebilir.

Bizim 17 yıldır 400’den fazla hasta üzerindeki çalışmalarımız Behçet hastalığında, %50 oranında periferik artrit, %8 oranında hafif ya da orta derecede spondilitis ankilopoetika olduğunu ortaya koymuştur. Ayrica spondilitli hastalarımızda HLA-B27 antijeni sıklığı yüksek (%70) bulunmuştur. Romatoid faktör negatiftir ve romatoid derialtı nodülleri yoktur.

Behçet hastalığı artriti:

Bazen hafif vakalarda basit analjezik ve kortizonsuz antiromatizmal ilaçlar yeterli olduğu halde bir çok artritli hasta işlemlere kolay cevap vermez. Behçet hastalığı için yapılan kombine işlemler, artritin daha az tekrarlamasını ve hafif geçmesini sağlayabilir (kolşisin, küçük doz kortikosteroid, levamizol). Şiddetli ağrı ve şiş olan vakalarda soğuk uygulaması, eklem sıvIsının boşaltılması ve eklem içine kortikosteroid verilmesi gerekebilir.

Romatizmal Hastalıklar; AİLEVİ AKDENİZ ATEŞİ ARTRİTİ,

Ailevi Akdeniz Ateşi (AAA), daha çok Akdeniz bölgesi halklarında tekrarlayan ateş, karın ağrısı, göğüs ağrısı ve artrit’ten birkaçının oluşturduğu nöbetlerle seyreden ve nedeni belli olmayan kalıtımsal bir hastalıktır. En çok Türkiye, İsrail, Lübnan ve diğer Akdeniz ülkelerinde görülmektedir.

Kalıtımın önemli rolü olan AAA’da hastalık doğumdan sonraki iIk aylardan itibaren başlamaktadır. Vakaların %90’inde 15 yaşına kadar başlar

maktadır. Şikâyetleri, eklem ağrisı, periferik artrit ve spondilit şeklinde olabilmekte-
dır. Eklem şikâyetleri daha çok ateş ve karın ağrısı şikâyetleri başladıktan birkaç yıl sonra görülürse de seyrek olarak ilk ve tek şikâyet de olabilmektedir.

Romatizmal hastalıklar!
Romatizmal hastalıklar!

Romatizma gut ve iyileşmesi için en önemlisi, iyi bir diyetle birlikte ürikasit sentezini azaltan ilaç alımıdır. Bu ilaçların en önemlisi X’tir Günde 300 mg, almayı ve devam ettirmeyi gerektirir. Bazen baslangıçta gut krizlerinin ortaya çıkmasına neden olabilirse de bundan korkmamak gerekir.

Gutta bol su içilmeli ve idrar alkalin (kalevi) tutulmalıdır. Günde 2 limon suyu veya sitratli ilaçlar, içinde idrar söktüren ilaclar tansiyon ve kalp ilaçlarının bazıları ve aspirin (günde 0.5-3 gm.) alınma malıdır. Çay ve kahvenin zararı yokTur. Alkolün hiç alınmaması en doğrusudur.

Romatizmal Hastalıklar; YALANCI GUT,

Eş isimler: Kalsiyum gutu, kalsiyum pirofosfat dihidrat artropatisi kondrokalsinozis.

Tanımı: Yalancı gut, kalsiyum pirofosfat dihidrat kristalerinin neden olduğu artrittir.

Romatizmal Hastalıklar; Romatizma gut ve tedavi,

Önemi:

Kristal artritlerinin önemli bir tipidir. Yalancı Gut aslında kalsiyum pirofosfat billurlanının neden olduğu artropatilerin sadece bir tipidir. Yani, daha geniş klinik bir tablonun bir bölümüdür. Bu konuda geniş çalışmalar eskiden hemen hemen hiç bilinmeyen bu konunun matolojide önemli bir yer tuttuğunu kanıtlamıştır.

Sıklığı,

Kesin sıklığı bilinmiyor, 2 gutlu hastaya 1 yalancı gut diye tahmin ediliyor. 60 yaşın üstündeki insanların %5’inde röntgende kıkırdağın kireçlenmesi (kondrokalsinoz) bulunmaktadır. Kadınlarda daha sıktır. Alevi olanlar ve başka hastalıklarla birlikte olan vakalar biraz daha genç, diğerleri yaşlılarda görülmektedir.

 

Related Articles

Adblock Detected

Merhaba. Sitemiz yoğun bir emeğin ürünüdür! Sitede dolaşmak için lütfen Reklam Engelleyicinizi Kapatın. Please Close The Ads Protector.