Kimyasal ilaçlar ve organik tavsiyeler

Kimyasal ilaçlar ve organik tavsiyeler | Hepinizin evinde bir ecza dolabı var ve içi tıka basa reçeteli ve reçetesiz ilaçlarla doludur. Ayrıca tahmin ederim önemli bir kısmı son kullanma tarihi geçmiş ilaçlardır. Bunun yanında ağrı kesiciler, kabızlık ilaçları, öksürük şurupları, uyku hapları, stres hapları, mide ilaçları, ilaçlar, ilaçlar…

Evet bunun maliyeti yaklaşık 200.000 değişik preparat ve milyarlarca dolarlık bir harcama. Ayrıca bunu destekleyen dünyanın en fazla kâr eden ilaç devleri… Sadece birleşik ABD’de 2002 yılında reçeteli ilaçlara ödenen
para 165 milyar dolardır. Aynı zamanda bu 1990 yılında ödenenin dört katıdır. Ayrıca bu harcamanın 2012 yılında 450 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor.

Bunca harcamaya rağmen hasta olanlar azalmıyor aksine artıyor! Yani diğer bir deyişle ilaçlara ne kadar para ödeniyorsa o oranda hastalıkların fazlalaşıyor. Bu gerçekle matematiksel olarak karşı karşıya geliyoruz.

Kimyasal ilaçlar ve organik çözümler:

Evdeki en büyük risklerinizden birisi bu ilaçlardır. Çünkü hepsi çocuklarınızın rahatça ulaşabileceği yerlerde muhafaza ediliyor. İlaçlar için şu kaideyi uygulamalıyız: Kendimizi iyi hissetmediğimiz zaman hemen ilaç almamalıyız! Çünkü semptomlar bizi yanıltabilir. Daha sonra da yanlış bir ilaç almaya karar verebiliriz. Sonuç olarak o an olduğumuzdan daha kötü bir durumla karşılaşabiliriz.

Hissettiğimiz semptomlar, vücudumuzda bazı işlerin yolunda gitmediğini bize bildiren işaretlerdir. Yani tedbir almamızı isteyen sinyalledir. Ateşiniz yükselmiş ise vücudunuz mevcut bir mikrobu öldürmek için kendini ısıtmaktadır. Öksürüyor iseniz, akciğerlerini temizlemektesiniz, başınız ağrıyor ise, bekli de yoğun bir stres altındasınız. Bu sebepten vücudunuzun kendi kendini dinlemesine ve kendi kendini iyileştirmesi için bir süre için fırsat vermeliyiz.

Daha sonra konuyu uzmanına danışmakta yarar vardır. İlaçların kullanma klavuzları, minicik harflerle uzun uzun çoğu anlaşılmadık tıbbi tabirler ile doludur. Ayrıca anlatımlar ve sizi zar zor okuyup kısmen anlayıp çoğunlukla anlamadığınız tarifler de vardır. Ayrıca bunların arasındaki bir bölümde de ilacın yan etkileri ve tehlikelerini anlatan bir bölüm bulunur. İşte o bölümü anlayan birisine tercüme ettirip iyice anlamalısınız ve ilacı ona göre kullanmalısınız.

İlaç etiketleri;

Etiketinde öncelikle aktif maddelerini kimyasal isimleri açıklanır. İlaveten diğer maddelerden bazısı yazılıdır (kullanma klavuzu daha ayrıntıldır). Yani bu diğer maddeleri içinde alkol, şeker, kafein, sentetik boyalar, sentetik kokular, koruyucular, sentetik tadlandırıcılar olabilir. Hatta onlarca başka madde de olabilmektedir.

Ne yapmalı?

En iyisi vücudunuza müdahale etmeyip kendi kendine iyileşmeye bırakmanız ve bazı doğal yollarla yardımcı olmanızdır. Hastalıkların çoğunda vücut dehidratasyonu önemli rol oynar. Bu sebepten en kolay olanı yapıp önce 1-2 bardak alkali nitelikte su içip vücudunuzu iyice bir sulayınız. Modern farmakolojinin temeli ve ilaçların en eski formu bitkiler ve tohumlardır. Yani bunlar alkolde çözünmüş halde (tinktura), çay, hap halinde veya merhem, şampuan formlarında üretilirler.

Homeopatik ilaçlar, özel preparatlar olup buradaki sistem; Benzeri benzerle tedavi etmek olarak isimlendirilir ve bu ilkelere dayanan tedavi yöntemidir. Bu ilkenin doğruluğu 1796 yılında Alman tıp doktoru Samuel Hahnemann tarafından keşfedilmiş. Ayrıca 200 senedir klinik ve deneysel olarak doğruluğu gösterilmeye devam etmektedir. Homeopati, tedavinin yumuşak ve etkili bir sistemidir. Yani ilaçlar özel standartlarda doğal maddelerden oluşur ve vücudun kendi kendinin iyileştirme gücünü aktive ederek çalışırlar.

Avrupa ve Amerika’da yaygın olarak kullanılan Homeopatik ilaçlar, Fransa’da tüm eczahanelerde, Almanya’da yaklaşık 20.000 doktor tarafından reçete olarak yazılmaktadır.

Akupunktur, detoks uygulamaları, ayurvedik ilaçlar, magnetik terapi, şiropratik vs. gibi birçok tamamlayıcı tıp uygulaması tüm dünyada yer bulmaktadır.

Öksürük ve Soğuk Algınlığı;

Bu konuda tavsiye olunan “Kodein” in beyindeki öksürük merkezini baskı altına alarak semptomu alt eder. Bununla birlikte Dextromethorphan’nın mide sorunları, uyuşukluk yarattığı bildirilmiştir. Ayrıca bazı öksürük şuruplarının aşırı alkol içerdiği, nezleyi durduran ve boğaz iltihabı için kullanılan ilaçların bazı hallerde 2-3 günden fazla kullanılmaması önerilmektedir.

Ne yapmalı?

C vitamini semptomun ilk hissedilmesinden itibaren günde 4000mg alındığında hastalık sürecince devamlı alınmalıdır. İlaveten sarımsaklı ve cayen biberli çorba gibi sıcak içecekler, papatya, limon yağı, mine çiçeği gibi bitki çayları soğuk algınlığında faydalı olabilir. Boğaz, bademcik sorunu için, sıcak sütün içine 2-3 dilim taze zencefil dilimi (veya 1 çay kaşığı toz zencefil) ve bir miktar bal karıştırılarak sıcak içilebilir.

Kabızlık:

Kabızlık, Mide Ekşimesi, Bulantı ve İshal Antiasit maddeler midedeki fazla asidi nötralize etmek için düşünülmüş praparatlardır. Diğer ilaçlara göre nispeten daha güvenilirdirler. Ancak bazılarının içerdiği “aluminyum” bileşikleri böbrek sorunu olan kişilerde sorun yaratabilir, metabolizmada sorunlar çıkartabilir.

Kabızlık için tavsiye olunan laksatifler zararlı olmamaktadır. Bunun yanında laksatifler bağırsak tembelliğini alışkanlık haline getirme özelliğinden dolayı periyodik olarak alınmamalı, en son çare olarak kullanılmalıdır.

“Diphenoxilate hdrochlorid” içeren ishal ilaçları uyuşturucu özellikte olup yüksek dozları zehirleyicidir.

Ne yapmalı?

Sindirim sistemi ile ilgili sorunların temelindeki sebep, yediğiniz gıda maddeleridir. Yani sindirim sistemi halinden memnun olmadığı için sorunlar yaratarak sizi ikaz eder. Durup kendi kendinize sormalısınız; acaba içinde fazla şeker, yağ bulunan hazır yiyeceklerden mi yedim? Yeterince su içtim mi? Beslenmenizin, bol miktarda lif içeren taze meyve, sebze, tam tahil ve alkali derecesi yüksek sudan oluşması en başta gelen çaredir.

Kabızlık: Kuru erik, kuru erik suyu ve C vitamini veya doğal ve etkili bir laksatif olan Phsillium kabuğu deneyin.

Mide ekşimesi: Alginic asit içeren doğal deniz yosunu tabletlerinden bir iki tane alabilirsiniz. Yemekler daha az porsiyonlarda yenebilir. Ayrıca alkollü içecekler, kahve, domates ürünleri, çikolata, yağlı ve kızarmış ve acılı yiyecekler ile limonlu içeceklere dikkat edin. Bunlarla birlikte sigara dumanı midede fazla asit oluşmasına neden olduğundan bunlardan da uzak durulmalıdır.

İshal içi ne yapmalı!

Vücudumuzun iyileşme mekanizması vardır. Yani vücut ihtiyaç gördüğü için bağırsakları toksik virüslerden temizlemektedir. Bırakın her şey dışarı çıksın ancak vücudunuzun dehidrate olmasına meydan vermeyip bol bol alkali su için.

Bulantı: Ahududu yaprağı veya fesleğen çayı iyi bir çare olabilir. Veya 180 gr zencefil kökünü çelik bir tavanın içine rendeleyin 2 bardak su ilave edip 5 dakika kaynattıktan sonra bir havluyla kapatıp 24 saat bekleyin. Tülbentten iyice sıkarak süzün, tekrar tavanın içine koyun. Daha sonra da 1.5 fincan bal ilave edip karıştırarak 5 dakika kaynatın. Soğutup şişeye alıp buzdolabında saklayın. Ayrıca bir bardak Sodanın içine bir kaşık ilave edip içebilirsiniz.

Uykusuzluk:

Antihistaminik olarak uykusuzluk için tavsiye olunan “methapyriene” ilacını laboratuar hayvanlarında test edilmiştir. Ve kanser oluşumuna neden olduğu kanada Ulusal Kanser Enstitüsü’nce açıklamıştır. Ayrıca uykusuzluk için tavsiye olunan diğer kimyasal ilaçlarda yeterli çare olmamaktadır.

Herkesin değişik fizyolojik yapısı olduğundan herkes daha değişik tarzda ve sürede uykusuzluğunu tatmin edebilir. Mesela akşam yemeğini, yatmadan en az 3-4 saat erken olmak kaydıyla bitirmiş olmak. Mümkünse akşam yemeğinde karbonhidratlı yiyeceklerden yemek. Ayrıca yatarken yarım bardak alkali su içmek rahat bir uyku için size güzel bir zemin hazırlayabilir.

Özellikle papatya çayı ve şerbetçi otu, Çarkıfelek çiçeği, fesleğen çayları faydalı olabilir. Bunun yanında yatakta kullanılan yatak takımlarına da dikkat edin. Yani yastık yorgan vs. nin doğal maddelerden yapılmış olması uyku düzeni için rahatlatıcı önemli faktörlerdir.

TEHLİKELİ İLAÇLAR:

İlaç üretimi her ülkede belirlenmiş ve genelde birbirine benzeyen yöntemleri içeren disiplinler içinde gerçekleşmektedir. Ayrıca o ülkede bulunan sağlık kontrol kuruluşlarının denetiminden geçmektedir. Tabii ondan sonraki fasılda bazen doktorların yazdığı reçetelerle satılırlar. Bazen de (çoğunlukla) serbest olarak yani reçetesiz olarak eczanelerde satılmaktadır.

Alınan bunca tedbir ve kontol uygulamalarına karşın pazara çıkartılan ürünlerin bazılarında sağlık açısından önemli riskler olabilmektedir. Ayrıca tehlikeler taşıdıkları geçmiş uygulamalarda ortaya çıkmaktadır. Bunun yanında piyasada satılan bazı ilaçlar belli olmayan bir süre sonunda piyasadan çekilirle. Yani yaşamsal tehlike ve çeşitli sağlık riskleri yarattığı gerekçesi ile satıştan kaldırılabilmektedir.