Bilgi nedir, bilen ile bilmeyen neden bir olmaz?
Bilgi nedir | Büyük ihtimalle bu sözü duymuşsunuzdur ” Bilenler ile bilmeyenler bir olmaz! “. Bilgi bize nasıl bir üstünlük sağlıyor? Bu nasıl bir güçtür ona nasıl sahip olmalıyız? Peki, bilgi nedir? Aslında ona ulaşmayı ve değerini bilirseniz paradan, şöhretten, güzellikten ve kaslarınızdan çok daha büyük bir güçtür o!
Yaşadığımız dünyada zengin fakirden, güzel çirkinden, fit olan şişmandan, sağlıklı olan hastadan, güçlü olan zayıftan üstündür. Bu yalan, nankör ve acımasız dünyanın dışında uzayın da ötesinde başka bir dünyada ve yani işte inananlar için ölümden sonraki dirilişte… Yani Yaratan’ın huzurunda ise her insan eşittir. Ama birileri hariç onlar bilenler ve bilmeyenlerdir. Tabii inanmakta bilmektir! Yani atom fiziği profesörü olsanız da inanmıyorsanız asıl gerçeği bilmiyorsunuz demektir! Peki bilgi nedir?
Bilgi nedir? Bilgi Arayıştır!
Bebeklerde merak ve karıştırma onların doğasının bir gereğidir. Onlar için bu merak duygusu hayatı öğrenme yoludur. Ve bu merak genellikle faydalı bilgilerle değil de başımıza işler açmalarıyla sonuçlanır.
Erişkinlikte ise merak bir ihtiyaca dönüşür hayata devam edebilmek, yaşamak, para kazanmak, maç yapmak, oyun oynamak, okulu bitirmek, işe girmek için öğrenme ihtiyacı duyarız. Bunlar zoraki olan merak duygularıdır. Yani bu şekilde ulaştığımız bilgi bizi ne alim ne de dahi yapmaz.
Ama bilgisevenler olarak onu aşkla, sevgiyle arayıp büyük çabalardan sonra bularak insanlığın hayrına ve barışına yönelik işlere çevirirseniz işte o zaman bir dahi ve bir alim olabilirsiniz! Büyük insanların hayatlarının büyük bir kısmı, sıradan hayatın dışında ki bilgiye ulaşma aşkı ve çabasıyla geçmiştir. Ulaştıkları bilgiye ilim ve ilham katarak hala anılmalarını sağlayan kalıcı izler bıraktılar. işte onların elinde bilgi ilime dönüşür. Yani aslında bilgiyi sıradan bilgi ve ilim olarak ikiye ayırabiliriz. Bilgi ve ilim arasındaki fark bilgi sevenler için aşağıda anlatılmıştır.
Bilgi nedir? Kollarınızın uzamasıdır!
Öğrenmek ile kollar nasıl uzar? Evet uzar hem de lastik gibi ve gerçeğe onlarla yakınlaşırsınız. Bilgi sizi yoktan var olmanın şaşkınlığından çıkarır. O’nun mucizelerini öğrendikçe, yarattıkları şaşkınlık verici olana yakınlaşırsınız. Tabi ki şaka kollarınız uzamaz ama duanız uzar, ilminiz artar. Elleriniz parlar da belki de sevilen kullardan olursunuz!
Gerçek bilgi!
Bilgi ilim gerektirir ilim de iman! Ona sizi yaratana yaklaştırır. Yani O’na yakarıp dua ederken kaldırdığını kollarınız uzar ve elleriniz parlar. O’nun yarattıkları şaşkınlık vericidir ve O, henüz göremediğimiz nur üstüne nur olan bir bilgidir! Bilgi yoktan var olmanın hafifliğidir! Aslında bilgiye herkes ulaşabilir ama ilim için iman lazımdır, gönül lazımdır. Usta ” İlim kendin bilmektir, sen kendin bilmezsen bu nice okumaktır?” diye boşuna dememiş.
Okuyarak, araştırarak ve sevgiyle bilgi yolculuğuna çıkarsanız, kollarınız uzar ve inanılmaz şeylere, rüyanızda bile göremeyeceğiniz başka dünyalara ulaşırsınız.
Diğer insanlardan sıyrılıp yarışta önde gidenlerden olmak istiyorsunuz değil mi? Zengin olmak, güzel olmak, kaslı olmak, saygı duyulmak, zeki olmak ve ünlü olmak ta istiyorsunuz! Peki bu nasıl olacak parayla, şöhretle, güçle veya şansla mı? Hayır bunu bilgi ile yapın! Gerçek başarı ve kalıcı mutluluk budur. Bilen ile bilmeyen bir olmaz! Peki bilgi nedir? İşte bu sorunun bilgi gerektiren cevabını arıyoruz.
İşte bu paha biçilmez olan şey, yani bilgi nedir?
Milenyum çağına girdik ve üzerinden yıllar da geçti. Yani bilgi çağında yaşıyoruz. Evet cahillik, yobazlık, açlık, savaşlar, iklim değişikliği hala devam ediyor. Ama bundan 30-40 yıl sonra bilgi çok daha değerli olacak çünkü pis, zorlu ve tehlikeli işler de bize ihtiyaç kalmayacak. Evet, bazı futuristler 2050’den sonra iş gücünün % 50’sinden fazlasının robotik olacağını söylüyorlar. İşte o zaman bilen ile bilmeyen ayrılacaktır.
Bu kötü bir şey değil! Belki o zaman daha mutlu olacağız. Pis ve tehlikeli işlerden kurtulup hobilerimize, ailemize, sevdiğimiz her şeye daha çok vakit ayırabileceğiz. Belki bundan sonra sanatçılar, bilim adamları, ilim sahipleri daha değerli olacak. Bilen ile bilmeyen ayrılacak, sanatçılar aç, bilim adamları yalnız, ilim adamları da saygısız kalmayacak!
Bilgi, merak mıdır?
Dünyaya geldiğimiz gibi bilgi öğrenme arzusuyla bitmeyen bir merakla yaşamaya başlarız. Bir bebeğin her şeyi ağzına sokması, pastayı parmaklaması, sürahinin içine tükürmesi, en olmayacak yerlerde emeklemesi işte bu bilgi sevdası yüzündendir. Tabii o zaman elde edilen bilgiler son derece iğrenç, çamurlu, komik, gereksiz olabilir ama asla sebepsiz değildir. Hatta bir bebeğin masum merakı sizin başınız tür türlü işler de açabilir. Ama bilgi meraktır ve ona bir şeyleri kurcalayıp bozmadan, kıçınızı terletmeden ulaşamazsınız!
Yani merak ve can sıkıntısından sıkılmak veya ilahi bir ilham sizi ansızın bilgiye götürebilir. Edison’un binlerce meraklı denemesinden sonra elektrik lambasına ulaşması, ekmek küflerinde dolaşan kimyacının antibiyotiğe ulaşması, bilmeden radyoaktif elementleri kurcalayan Madam Küri’nin X-Işınlarına yakalanması, mağra adamlarının taşlarla misket oynarken ateşi bulmaları bu meraklı tesadüflerin sonucudur.
Şans ve tesadüfler, bilgi için yanıp tutuşan meraklı insanlardan yanadır. Aslında onlar tesadüf değil, emeklerinin sonucunda planlanmış ilahi hediyelerdir. Bilgi için merak gerekir merak için de ilgi ve heyecan gerekir.
Bilgi ve ilim,
Aynı şeyler gibi düşünülür bilgi ve ilim ama öyle değildir. O alimin elinde olursa o zaman yaratan sizden razı olur belki ama zalimin elinde olursa atom bombası olur, kimyasal silah olur, kitleleri yok edecek insanları fakirleştirecek bir virüs olur! Bilgiye isteyen, çabalayan, arzulayan ulaşır ama herkes alim olamaz! Alim olmak için okumak, çalışmak, azim etmek ve Yaratan dostu olmak gerekir.
Bir şeyler bilebilirsiniz ama gönül açıklığı ve iman yoksa alim olamazsınız. Edindiğiniz bilgiler sizi alim de yapabilir, zalim de yapabilir. Alim olursanız göz yaşlarınız ile çatlayan toprakları yeşertip aç kalmış garibanları sevindirebilirsiniz!
Bilgi ve okumak!
Bilgiye ulaşmanın günümüz dünyasında onlarca yolu var. Fakat bilgi ve okumak birbirinden ayrılamaz iki dosttur. Okumak nedir, kitap nedir, bilgi nedir, dijital materyallerle insanlar özellikle de gençleri nasıl etkiliyor şimdi bunları konuşalım.
Zehirli Tablet,
Çocuklara kendi elimizle verdiğimiz beyni kemiren, hayal gücünü deviren şeyler yani tablet bilgisayarlar…
İnternet, televizyon, sosyal ağlar gibi tek dişi kalmış canavarlar her yanımızı sardı! Kitap ve gazeteyi bitirmesi, yok etmesi, mideye indirmesi bekleniyordu. Fakat bu kadar şiddetli bir yıkım olmadı.
Kim sanal bir sevgiliye sarılmak ister ki? Gerçek bir dansçı varken kim bir tablet ekranında izlemek ister? İşte kitaba gazeteye dokunmakta böyledir.
Okumanın tadı,
Dalından koparmak bir şeftaliyi, bir şelalenin altında serinlemek, beklide bir aslanın nefesini, tırnak ucunu hissetmek ensenizde işte kitap okumak böyledir.
Kitap okumanın tadı, kokusu, sesi bir başkadır… Bunları içinize çektiniz mi elinizden bırakamazsınız
Bilgi inanç ve metafizik,
Metafizik denince aklımıza madde dışı ruh gibi enerji halleri gelir. Ama esasında metafizik, gerçek gerçek midir ve yani gerçekliğin gerçek doğasını incelemekse. Bilginin ve inancın gerçek doğasını keşfetmek çok önemlidir. Peki, inanç ve iman ne oluyor? Ve onları yaratan, oluşturan hisler, duygular ve düşünceler hayatımızı nasıl şekillendiriyor?
Bilgi teorisi o kadar esaslı ve karmaşıktır ki, tüm üniversite kayıtları bu önemli konunun incelenmesi kapsamında dizayn edilmiştir. Bilgiyi anlamak ve bilgi ile inanç arasındaki fark önemlidir. Çünkü bu olgular dünyaya bakış açımızı ve dolayısıyla onun içinde nasıl davranmayı seçtiğimizi şekillendirir.
Eski Sanskritçe dilinde “bilmek” kelimesinin anlamı tam olarak şuna karşılık gelir “gitmek”.
“Bir şey boyunca gitmek” ya da kişisel olarak deneyimleyerek bir şey “bilmek” anlamına gelmektedir. Her bir insan benzersiz ve ayrı bir bakış açısına sahiptir. Bu sebeple iki insan aynı şeyi, aynı şekilde ve aynı anda yaşayamaz. Yani bilgi özneldir.
Bilgi kuramı,
Metafiziğin incelenmesi kaçınılmaz olarak, farklı gibi görünen şeylerin aslında bağlantılı olduğunun anlaşılmasına sebep olur. İnsan bilinci milyarlarca benzersiz bakış açısını sahipken, tek bir bilinç veya bir Evrensel Zihin olarak kalır. Bilgi Kuramı işte şimdi yeni bir anlama sahip oldu.
Bu durumda, bir şey göstermek kelimelerden daha faydalı olabilmektedir. Şu anda BUNU denemek için bir şey yapın!
Kalp merkezinize odaklanın ve güzel, uzun, derin bir nefes alın. Yavaşça nefes verin, sonra derin ve yavaş nefes alıp vermeye devam edin. Şu anda farkındalığınızda ne varsa gözlemlemeniz yeterlidir. Bak, dinle, kokla, tat, dokun. Düşüncelerini, hislerini fark et. Sadece gözlemleyin.
Şu anda farkındalığınızda ne varsa işte o sizin ne bildiğinizdir.
Bilgi sadece tecrübe midir?
Peki ya kafanızda ki tüm bilgiler hakkında ne diyeceksiniz? Bir konuda tecrübe sahibi olmak, ustalaşmak ve uzmanlaşmak için bir çok şey yaşamak ve çalışmak gerekir. Antrenman, öğrenme ve pratik yapmak bilgiye ulaştırır mı? Her şeyi biliyor musunuz? Bilgi sadece bunlar mı?
O zamanlarda ders çalışıyordun, pratik yapıyordun ve öğreniyordun. Evet, bazı şeyleri biliyordun. Anılarınıza gittiğinizde tekrar bu şeyleri bilme şansına sahip olursunuz.
Bilgi var olmaktır ve şuandadır. Bilgiyi başka bir yerde aramayın, o başka bir beden olan ve oradan alacağınız bir şey değildir. Her an kişisel düzeyde deneyimlenen bir şeydir ve her zaman kim olduğunuzun bir parçasıdır.
Sen kimsin biraz felsefe?
Ne biliyorsan sen osun. Bildiğin şey kim olduğundur! Bu, hayatınızın her anının farkındalığı ve deneyimidir. Bilgi sahibi olmak hayat ve candır!
İnsan bilincinin milyarlarca titreşen nörondan beslenen bir zihin olması hakkında söylediklerimi hatırlıyor musunuz?
İnsan bilinci geliştikçe, birden fazla bakış açısını deneyimleme yeteneği mümkün hale gelir. Uzaktan Görüntüleme, Kuantum Sıçraması veya Beden Dışında Tecrübe bunlara birer örnektir.
Bunlar, insanın gelişmiş kolektif bilincinde sadece bir bakış açısından daha fazlasını bilmemizi sağlayan bir beceridir. Ayrı gibi görünen şey gerçekte bağlantılıdır. Ne olursa olsun “Ben” biliyorum, sen de bilebilirsin ve yada tam tersidir. Bu, sadece bizim bireysel olarak ayrı ayrı olmadığımızı düşündüğümüzde doğrudur. Bilgi, kişilerden bağımsız bir organizmadır!
Bilgi teorisi,
Teori kısmı zaman zaman çok kafa karıştırıcıdır. Bu konu oldukça karmaşık ve kompleks bir konudur. Şu anda her ne yaşıyorsanız, bildiğiniz odur. Bilginin, kim olduğunuz ve hayatınızı nasıl yaşadığınız olduğunu unutmayın.
Bilgi nedir sorusuna cevap ararken, bir anda kendimizi arar olduk. Böyle beyin yakan bir felsefe girdabından ancak ilim sahibi, gönül sahibi, iman sahibi güzel insanların desteği ile çıkabiliriz.
” İlim bilgi bilmektir, ilim kendin bilmektir, sen kendini bilmezsen bu nice okumaktır!”
